Küçüğüm
ciğer parem
yürek alazım
kolların ince
kolların kısa
yetmiyor
kollarıma atlayıp
boynuma sarılmaya
hem yetse
kaç yazar
arada
kilometrelerce yol
nizamiye kapıları
polisi, askeri, gardiyanı
ama
hiç bir güç dudruramıyor
düşlerimizi
düşlerimiz her gece
deniz atları gibi
derin sularda çıkıp
uçsuz bucaksız çayırlarda
suvarisiz
seyircisiz
bir uçtan bir uça
dört nala koşturuyorlar
ay ışığının altında
kişneyip şahlanarak
bir ölüp
bin canlanarak
bir güzel sevişiyorlar
gün doğduğunda
o yerlerde
zambaklar açıyor