Kır saçlı bir adamım
sabahleyin ateş yiyici
sürüngenlerin koşturduğu
düşlerinden sıyrılan.
Bu adam selamlar eşini,
'Artık okşamalarımızı anımsamıyorum”
dermiş gibi.
Tartılır, traş olur,
gözlerinin altında torbalar, boks yapar.
Çırılçıplaktır çayını içerken:
tembelliği üstesinden gelir güvensiz gülüşünün.
Mektuplarını çöpe atar.
Rastgele telefon eder,
bilmez kime ettiğini:
'Kusura bakmayın hanımefendi:
iyi kaynaktan aldım haberi,
yarın öleceksiniz.”
Tozunu alır bir eşyanın.
Kimseye göstermeden
tükürür şiirlerinin üstüne.
Bir kanaryası olsaydı
yolardı tüylerini.