Gün akşam olur...
Yanar fenerleri ateş böceklerinin...
Simsiyah, pervasız bir bulut,
ansızın sarar dünyayı!
Ay soluktur gökyüzünde,
Yıldızlar sönük, fersiz...
İş başındadır şimdi sokak kedileri...
Karanlık yüzler vardır köşe başlarında...
Yorgun gözleriyle aile babaları;
Dönüş yolundadır bezgin adımlarla...
Ve kar yağar bir yandan! ! !
Kara fistanlı bir kahpe kılığında gelir üşüten korkular!
Ve bir jilet ağzında yaşanan hayatlar,
Kilitli kapılar ardına gizlenir kaçak uykularla...
Gün akşam olur...
Yanar fenerleri ateş böceklerinin...
Genç bir çift buluşur iş çıkışı,
Yeni bir film gelmiştir sinemaya...
Şamatacı zıpır çocuklar toplaşır sokak lambaları altında...
Şen kahkahalar yükselir avize ışıklı evlerden...
Nur yüzlü bir kadın duaya açar yaşlı ellerini...
Telaşlı hazırlıklar başlar komşuda,
memleket sevdası yüreklerinde...
İflah olmaz romantikler camlardadır şimdi!
Akşamın hüznü işlenir gönüllerinin gergefine...
Sevgi pırıltıları oynaşan gözlerde,
Yeni umutlar, seviler yeşerir usulca...
Ve tek atışta vurulup düşen bir kuş gibi;
Bir bakışta çarpılıp düşer genç yürekler!
Baş döndüren hanımeli kokuları sarar dünyayı!
Beyaz mintanlar altında titreyen beyaz memeler,
Sabun kokulu beyaz çarşaflara değincek;
Düşler dünyası açar kapılarını ardına dek!
Artık, umut olur, özlem olur, aşk olur...
Bir bahar akşamı da sevmek, başka olur!
Gün akşam olur! ..
Böylece sürüp gider bu oyun...
Ve hep renk değiştirir madalyon!
.