ipek böcekleri
ipek böcekleri
çin gibi çocuktum kozalarınızı biriktirdim
japon bahçelerimi tırtıllar yedi
kore'ye uçtu kelebeklerim
ipek böcekleri
ipek böcekleri
kanaryalayamayan kapı zilleri biriktirdim
ve yalnız kalabalıklar taç yapraklarımda
kokulu zarfların içinde
dudaklarını
yürek yollarıyla postalayan kadınlar
ve sularını denizlerin sömürdüğü göller
onları da biriktirdim büyük bir özenle
Boğaz Köprüsü'nde nöbetçi polislerden
topladığım intihar mektuplarını
ve kırık kollu dilenci çocukların dizlerime bıraktığı
"Düşmez kalkmaz bir Allah'tır. Verem hastasıyım,
hiçbir yerden gelirim yok. Üç çocuk ailem ve ben
aç, sefil ve perişan durumdayız. Yardımlarınıza
muhtacız. Bizlere yardım ederseniz Allah'ın rıza-
sını ve bizlerin duasını kazanmış olursunuz."
yazılı yıpranmış kağıtları
şimdi burda, tüy birikintilerine çarpıp martıların
denize köpük tüküren şehir hatları vapurunda
şimdi burda, kulağınızın ipek yollarında
yakıp kül edin diye söyleniyorum ölünce beni
şair kemikleri biriktiren birinin eline
düşerim endişesiyle
ateşi yeğliyorum toprağa
ipek böcekleri
ipek böcekleri
büyük aşklar büyük sevişmeler yaşadım
örgünüzün inceliğinde unutun beni