sigarasını söndüren berber darman duman dinliyor
söylediklerimi
elindeki makası nerdeyse dünyaya düşürecek
yani biz ayrılınca dünya nereye gittiyse
"kökünden kesin saçlarımı" diye yineliyorum
"sonra toplayıp verin bana, bir ayrılığın andacıdırlar"
dokunurken saç tellerime parmakları titriyor
her zaman özene bezene taradığı
siyah, kıvırcık bir sel boşanıyor ardından
gözlerini yumarken aynalar
yalnızca makasın sesi duyulan
ve kanat çırpışı
kafesinde çılgına dönen sakanın
sevgilim
açtığında postacının getirdiği paketi yarın
içinde senin yüreğini kaldıran dağlar
benim gözlerimi dolanan sis
ve sevişirken çam ağaçlarına takılan saçlarımız
birden herşey, herşey, bir gölde bir sabah ansızın açılışı
gibi
yüzlerce nilüferin
ayrıldığımız gün üzüntüden bayılan zaman
kendine gelince olmadık anda
vapurlar yağacak yüreğinin adalarına yeniden
yeniden dalgalar
yeniden limanlar
yeniden sonu olmayan şarkılar
hepsi
yine birbirine karışsın diye saçlarımız
o zaman yine saçlarını topla sevgilim
ve yüreğinde beklettiğin martıları sal