senin ülkende cüceler vardı
boyları hüzünden kısalan
donmuş gözyaşları
kurumuş otlar
ve adını anımsamadığım
bir sürü hüzünlü şey vardı
bilgisayarlara bile
hüzün programlanmıştı be
babanın bir beyin cerrahının
tamir çantası olduğu söylentisine gelince
bence kuru iftira
ama yukarılık kompleksini
kimden kaptığı bilinmiyor
annense bir şişenin içinde
batık gemileri bekleyip durmuş yıllarca
kiralık kardanadamlarla çıkmış
küf rengi yolculuklara
ve kadınlar hamamında
ayyaş bir ayı gibi bayıldığı gün
seni doğurmuş hiç yokken sen hesapta
a benim caretta carettam *
a benim yürek vuruğum
buna da şükür
çünkü
bir yılkı atı gibi
bırakmışlar seni çocuk çocuk
suluboya çıkmaz sokakta
keyiflerine bakmışlar
gelsin eğlence gitsin ça ça ça
sen küçücükmüşsün
insanlara bakmışsın bakmışsın
her yan sönük yıldızlar ormanı
bir şeyleri sevmek istemişsin alışırken dünyaya
dişlerini göstermişler
kırmışlar termometreni
insan insanın kurduymuş bre
kesekağıdına sarmışlar seni
narbülbülün kafese ayçiçeğin çöplüğe
bir duvarın sıvası gibi dökülürken
bana rastlamışsın
dur demişsin dur hadi dur
yaşamım sil baştan
ben demişim
" severim severim sevmesine de seni
eski bir hüzünle
durmadan büyür içinde bir Girit yasemini "
yaklaşmışım
ve deniz atmışım dudaklarımla dudaklarına
* Caretta Caretta :
Bir tür deniz kaplumbağası.
Sürekli sessiz ve hüzünlü.
Ben düzerken bu şiiri kadınım için,
o, var olma savaşında, Dalyan'da.
Vinçler büyük, yumurtaları küçük.
Yasa bu, yutar küçük balığı büyük olan.
Ve hüzünle seyreder caretta carettalar
kıyıdaki inşaatları,
sonra yavaşça yitip Akdeniz mavisinde,
girerler ansiklopedilere.
Akdeniz, onlarsız hüzündeniz.