Yurdun neresiydi senin
Ey rüzgâra bürünen göçebe
Tükettin işte barındığın
Kırgın günleri de
Biriktirdin ve çürüdün
Eski taş oyuklarında
Çimlendi gizlediğin tohum
Islak bir çizgiydin
Kuşların geceye çizdiği
Acı sularında çığlıklar
Kırk yıl eğirdin ipliğini
Kırkıncı şiirinin
Önünde duruyor şimdi
Yangınlar atlası temmuz
Kül üreten kent günleri
Geçit vermeyen köprü
Çıkrıkta bekleyen iplik
Çıkıp gidecek gibisin
Kendine çizdiğin eğriden
Bursa günleri kentine
Şiiri ilk bulduğun
Su günlerine yeniden
Yeniden kuşatıyor seni
Korku ve kuşku günleri
İçindeki taş tanrı
Ağır basıyor yeniden
Uzun süren o yıkımlar yılı
Yurdun neresiydi senin
Ey rüzgâra bürünen göçebe