Anlamları boş kalmış kavramların,
Eylem kuramı kapsamıyor.
Sevdanın yalınkat uçurtmalarını uçuruyorum,
İçimin serin rüzgarlarında dinmiyor ateşi.
Kolum kalkmıyor,
Kolu kalmıyor yorulmuş meydanında.
Mutlak yardımcı olunmalı, sevdası sancıyanlara.
Öğleyin öptüm kadını, farkında değil.
Sancılı bir sevdayla öptüm.
Alt dudağıyla üst dudağının bittiği yerden.
Bulutlar toplandı küme küme,
Farkında değil öptüm bulutları da.
Martı yok Ankara'da.
Neden yok.
O zaman bulvar güvercinleri ile kumrular bulmalıyım.
Boynunda iki siyah halkası olmalı.
Göç yolu belli olmayan ve izlenmemiş.
Ankara'yı terk etti oysa kuşlar,
Ölümüne değil gelecekler baharda.
Vefasız kumrular sadece yakın duruyor insana, ürkütülmemiş.
Arsız bahçelerde hanımelleri.
Aslında ne kolay;
Sakalara fak kurmak, kafese koymak , yemlemek.
Ölüşlerini seyretmek.
Ne kadar kolay ama, özgürlüğü bende kalsın istemedim.
Başka her şeyini istedim.
Sadece özgürlüğünü istesem, verecekti hepsini.
Sakaların güzel olursa da renkleri.
O zaman bir kanarya almalıyım madem, kafesi de olmalı.
Kenarında mavi gökler,
İçinde mis kokulu iğde çalılar, bir yarım bulut;
Ömrünce arasa bulamaz.
Kafesi ağır işçilikte üretildiler.
Kuluçkada olmaları da önemli değil, kafesiyle almalıyım,
Yavruları da alışık olur havasızlığa.
Kargaları sevmiyorum, pek fena gaklıyorlar,
Ve bozuyor gecenin sessizliğini hem;
Hem yemlenme konusunda acayip dedikodular,
Ve ilişkileri tilkilerle hoş olmayan.
Kafası kel olmuş , komşunun hapis kekliğinin kafesi zorlamaktan.
Bugün ben çok yorgunum.
Hem yorgunun hem yeterli dağların keklik sesleri.
Ezan gerekti biraz, unutmadıysam.
Bacaklarım titremişti, üstüme kurşun yağmıştı,
Dün gibi hatırımda.
Al ile mor birbirine karışmıştı.
Hiçbir tüfeğin fişeği patlamamıştı.
Namlulara mı sürülmemişti, yoksa yüreksiz miydiler.
Savaşçılarda iyi eğitilmemiş,
Şimdi Çarşamba palalarına kaldı sonumuz.
Eylem kuramı kapsamıyor, yoksa ben mi yanılıyorum ?
Ya eylem dışarıda , ya kuram.
Yada ikisini birden tesviye etmeli işçiler;
Kömürün önünde, kızgın ateşin dağında,
Tavında demir gibi işlenmeli tüfeğin kundağına,
Acelesiz, ağır.
Sevdaya yüreğim sıkışmış.
Haklı bir kadının önünde eğiliyorum, bir daha doğrulamıyorum.
Yüreğimde tarifsiz yangınlar,
Hey bulutlar, bulutlar;
Yağmur ne tarafta.