Oyun kaç kaç Hocam..!
...Güneş hep bildiğimiz yerden doğmalı
nasıl batarsa batsın
ay hep ışımalı.
Biz istiyoruz çünkü.
Neler dönüyor kimbilir
ışıyana kadar,
yıldızlar asla eksik olmamalı
bulutları severken biz insanlar
kaplarken bulutlar gökyüzünü geceleyin
yıldızlar hep olmalı.
Bulutlar gündüz
pamuk gibi hep
olmalı.
Her yan yeşil ve mavi olmalı
boyamak için bu kadar yeryüzünü.
Bilir mi insanoğlu
kaç toprak gidecek
kaç yeşil çürüyecek..!
Kediler ne masum,
köpekler ne mazlum
eşekler mahkum.
İnekler
tavuklar
keçiler
kuzular
üretin bakalım üretin,
doyur insanoğlunu
nereye kadar üretebileceklerse.
Sen bana kötü baktın,
böyle dememiştin sen bana,
bunu bana daha önce söylemeliydin,
o kadar çok dinledim ki seni,
bunu yapmamalıydın,
daha önce deseydin keşke,
beklemiyordum bunu senden,
yapma bunu bana,
az önce dedin,
bilmiyorum ne yaptığımı,
isteyerek yapmadım,
seni kırmak değildi amacım,
asla yapmayacağım bir daha,
bu son artık içmeyeceğim,
ben sensiz bir hiçim,
sensiz asla yapamam ben,
lanet olsun bir daha asla,
ben böyle demedim,
sen ne dediğini bilmiyorsun,
sana ne,
bana ne,
bize ne,
...böyledir
aşağı yukarı
global
küresel
toplumsal
insan kümelerimizin
sesleri...
Bu satırı yazmak o kadar zor ki
insan
hayvan
dünya
yaşam
....allahtan
din kitap
karıştırmıyoruz
bir de karıştırsak
ki..
ortada halleri..!
neyin uğruna facialar
yaşanan.!
Herkes içinden bir dilek tutsun
oyunları
oynanacak yerde...aşmadan boyumuzu.
Hocam
bu okul
ne zaman bitecek?
bir bilsek
nasıl çıkacağımızı?
insan
hayvan...
bir bilsek
oyun kaç kaç bitecek!!