Beynimde göçebe sıkıntıların yığıntısı
bir yıkıntı ararım güneşi görmek için
bir hava uyarlarım
dindirmek için kendimi.
Rüzgar çıkar
tozu toprağı
acı dolu
göz yaşı var içinde.
İstemem öylesini
rüzgarın sesini duyayım yeter.
Neden bunca sıkıntı duyarım
denizler dururken
öpmek gelir içimden
sarılmak gelir yüreğimden
saçlarımı asılırken.
Birlikte doğmalı güneşle
toz dolmalı gözleri karanlığın
rüzgarla estikçe
bilmeli mavili göklerin karabasanlığını
yüreklenmeli
sustukça coşan ağızlar
varım demeli
ölümü duymayanlara.
Birikti yüreğimin suları
kurudu dudağım dumandan
söylemez oldu dillerim
ıslak türküleri.
Özgün suları akıyor hayatımın
zavallı toprakların üstüne
merhaba diyeceğim artık
hafif mentollü şarkıların estiği yaşama
seviyorum dediğimde
her şey benim artık güneş ve rüzgar onayladılar çünkü.