Yakılması yıllar süren ışıklar;
Fırtınayla söndü bugün!
Sonu bir türlü gelmeyen karışıklıklar;
Kördüğüm oldu bugün!
Bahara nispet eder gibi öten kuşlar;
Ne garip! sustu bugün!
Beyhude gözyaşları, beyhude yakarışlar;
Eller havada kaldı bugün!
Hep bir ağızdan koroyla haykırışlar;
Yerini sessizliğe bıraktı bugün!
Azameti büyük, asil duruşlar;
Miskinliğe dönüştü bugün!
Yıkılası dağlar, yarılası ovalar üstündeki vuruşlar;
Hazin akar dereler bugün!
Gerek yok ırmaklara sulasın gözlerdeki yaşlar;
Topraklar susuz kaldı bugün!
Kıyamet mi bu? Ya! Yüreklerdeki yanışlar!
Aciz kaldı bugün!