Yıkılan (Acınılamaz)
Yıkılan bir sur değil elbet
Üflenen bir sur değil
“Çözümsüz”, bitmişlik
Ya da bitmemişlik
Ayakta duran, gölge değil elbet
Işığın bedeni yoktur
Sadece ateşin yalımları
“Dikilen” vücutsuz birey
Son pencere açılmadı elbet,
Sonunu gören sadece, tek
İşte bu yüzden; ezici çoğunluk
Çullanıyor, tek olana
“Linç” kapılar bir kez açıldı ya
Kilit yoktur zincirden boşalana
Yıkılan bir kez yıkıldı ya
Uçsuz bir doğrudur keder
Umut,
Tekmeyi yemiş bir sehpa
Bedeni et bedeni kemik
Açık bir göğüs her kurşuna
Ve yıkılan;
Ne son ne de ilk kez
Sıyrılmış dünyadan
Gölgesiz, sarhoş...
“Acınılamaz”.