Geçmişi kalabalık
Şimdisi ıssız bir
Tren istasyonu kenarında
Çam kokan bir selvi ağacı
Dikilmekte umursamadan zamanı
Uzatmış dört yana dallarını
Meydan okurcasına hayata
Çam kokuyor mağrur selvi ağacı
Anlamıyor, tek tük istasyon sakini
Nasıl olup da çam kokusu yaydığını
Kimi mucize diyor kimi rastlantı
İradesine hakim oysa
Çam kokarken selvi ağacı
Bu onda, daha fidanlıktan gelme
Bir yeti, öğrenmiş nice yolcudan
Olmadığı gibi, görünmeyi.