Yalnız asmalar gömen çatlak duvar,
Seyrelmiş otlara umut kara toprak
Hepsi hepsi kırmızı buhar, terden
Yorgunluktan dolmuş süzgün bulutlar
Şafağın ağarmasıyla koşturmaca başlar
Belki çöküşüyle karanlığın, belki de
Bir dahaki tan vaktine kadar,
Açışı olmayan çiçek bir daha solar
Menekşe denir, gül denir, lale denir
Oysa hepsi hepsi bir tutam dikendir
Asık yüzler, kırık yürekler, terden
Yorgunluktan süzülmüş ince bulutlar