çağları deviren bir tutkunluktu
kenetlenmiş bedenlerimiz
başkalaşıma uğrayan inançlar
kendine dönmeden
sargın
sonra sonra kırılıyor tılsımlı aynalar
düşler ayrılıyor sevişmelerden
fark bir uçurumdur
gün geçtikçe büyüyen
yazgılarımızı yüzlerimizde gördük
en derin mahremimize kadar
bir gün ölecektik
ayrı dinleri paylaşan
nebiler gibi
büyüttüğümüz aşkımızla