Eldeki Hece
gece ay mavisi çalınıyor
infilak ederken sözcükteki hece
bense soğuyorum hüzün kabrinde
tüm hırsızlar işbaşında sanki
benliğimdeki ikonaları sökmek için
bense kaygısız bir aziz,yağıyorum gök yüzüme
uyku
bir çalı süpürgesi gibi
.......saklıyor tozlarını zamanın
kanarken kaburgalarımdaki hece
sancıyor tın sesinde geçmiş
........müphem bir elde gece
Anarsa
kor kütük esrik ruhların yanılgısı
günaha kurulmuş engizisyon
ey hat! in tahtından kıralsan
karış sende zamana
ve dinle acılarını halkının
kreten yemiş kültünde eğil
sonra kalk tekrar çık tahtına
eğer için anarsa
Diziliş
bendeki kurşuna diziliş vakti
açılıyor tükenmez kapılarla
ah düşlerim sayrıl bana
dişlerimdeki acıyı takın
kılık edin gece mavisini
sonra ayrıl benden
sıcak bir havai soluğunda
bitsin bu diziliş kapı arasında
Süngü
presteki yazgı tendeki ima
camı kırılmış resim buruk imha
kor düşmüş zihnine
hüzün akıyor kesik damarlarından
siyah vücut beyaz ruh su sızmazken toprağından
delinmiş can hava veriyor düşkün benliğe
sen kendine ağlarsın kendin sana
Evsizler
varamadı sevdamız
ölüm ayırana kadar yemininden
ölümün ayırdığı güne kadar
ve ne sen ağladın ne de ben ağlayabildim
birbirimizin ölüm mahalinde
varamadı sevdamız
bir yastıkta geçecek bir ömre
ayrıldık dalımızdan olmayan meyva kısmetinde
oysa öyle olsun istememiştik savaşamadık
ailelerimizin nişangah saydığı nişanımızda
Ahmet Aksoy