Çat kapı uğraklarına döner
Her tende yalnızlık ayrılık ertesinde
Yüzünde sahtekar bir asaletle
Uğrayan ulaktır sayısız kere
Her ne kadar elçiye zeval olmaz dense de
Elçiye göre değişir eylem de
Ki yapışmışsa yüzüne
Dolandırıcının dolambaçlığı
Elindeki umuttan imzalı haberle
Gülüyorsa yalancı bir hüzünle
Bir de gözünden damlayan yaşlar
Çalınmışsa bir çocuğu mendilinden
İşte o vaki çalar saat on ikiyi
Ve aklı başına gelir yalnızın
Beklediği sesin henüz çıkmadığını belki de
Hiçbir zaman çıkmayacağını anlar yeniden.