dilleri dizlerine yetişir sarkıtsalar
boşluğu didikler dudakları
eşeğin kıçında sinek
tilkinin postunda bit
aslandan daha aslan
itten daha it...
ne halk oldular
halka halka ağıtta acıda ve halayda...
başta böyle değillerdi
sonradan halk oldular
devrana yamak oldular
her iklimde yaşadılar
ekvator... kuzey kutbu
kuş olup uçar oldular
balık olup deryalara daldılar...
ne ırgat pazarına düşüp iş aradılar
ne haciz dayandı kapılarına
terlemediler gün boyu yapılarda... tarlalarda
ne şaki oldular dağlarda
ne mayın tarlalarında paralandılar tipide karda
han hamam sahibi oldular
bir elleri yağda
diğeri balda...
ne nöron yaktı onları
ne takip edildiler
katil sultanların ajanlarınca
sadabatta kayık alemi bazan
firavuni gecelerde kan sarhoşu pezevenk
birbiriyle yarıştılar
bokla sidik karıştılar
gülüşleri yüzlerinde pislik gibi durdu
gerdan kırıp göbek attılar ağa sofralarında
hüzünleri sahte
ağlayışları şaka
tarihte yer alan en garip mahluktular
ne halk
ne kral
ama hep kralın yanındaydılar
hep bezirgandan yana
bir garip yaratık ki her daim iktidarda
yalaka...