1- Ve Acının Yazılmayan Tarihi
Gece serin eteklerini savurur
Bozkırdır
Anamdır
Cümle mahlûkat uyur
Bir çığıra uzanır uçsuz
Hayaletler bekleşir susuz kuyu başlarında
Gözleri bir çift ölü yıldız
Gülüşleri boğazlanmış at kişnemesi...
Yorgun tırpancılar uyur anızların arasında
İtler birbirinin sesine ürür
Sürüler örüme çıkar ülker doğduğu vakit
Emlik kuzu anasının kokusun sürer
Çobanlar Frigya' dan kalma
Yüzlerine kazınmış acıyla yapılmış akit...
Issızlık delidir
Bahar dörtnal geçer
Yaz rahvan
Zemherinin yüreğini ölüm pençeler
Ki kurumuş gülüşlerin can pınarları
Kurt izinde su aranır serçeler
Bozkırdır
Anamdır
Akşam serin yeldirmelerini savurur
Elim yüzüm gün yanığı
Ve acının yazılmayan tarihi
Kanar kaval seslerinde
Can kavurur...
Hep bu ölü soykasını giyinir kıraç
Kınalı bulutların düğününe yas düşer
Sen de ay bileziği gencölen yetim kızın
Ben deyim isli bir fener
Ve cümle bozlaklarda aynı yangının külleri
Gidip geri dönmeyenler..