harç tenekelerinin nasırı omzunda
o kara kuru adam
çocuğuna sarıldı mı kondunun kapısında,
netleşir
vitrinlere sureti dökülen görkemin fakirliği
gülüşünün kıvılcımlarında
ömürler üçgen
evlilikler daire
düşler kare
umutlar ve saire
ve kibrit kutusu aşklar
yine bulgur pilavı pişiren kondulu kadının
netleşir dağlı bir yel gibi uzanan bakışında
fakir akşamda
hiç yağmur
ve korkuluk sürüsü
yüzünün zulasında silahlar saklayarak koşan
çekmece evlerde
birbirini kemirecek olan
vasati kırk çöp
tek tek
yanıp bitecek
kaç kibrit kutusu daha
atılacak kaldırıma