Bir güzellik karşısında atılan çığlığın dallarında gül açar
bir çekirge irkilir ay yalnızlığımdan
içimin uçurumlarına bir ceylan sökün eder
bir yerlerde gerillalar kavgada
gözleri el gibi kan
arsız ateş
puslu keder
eşkiyadan artakalan
bir de o deli sessizlik
gelir yapışır bağrıma
akar dağlardan
heyelan
beni sevebilir misin
yaramdan
on bin yıllık kaçaklığı taşımışım heybemde
firari gelmişim yittiğim masallardan
kan ve düş
alnıma kazınmış sürgünlük fermanları
bu yarılmış topraklar gibi hüznümün yamaçlarında
seferberlik anıları
kavga ey
ölümcül öpüş
al işte
sana parçalanmış bir yüreğin
yaralarının içtenliğiyle eğrilen gülüş
sevebilir misin
kavgamdan
civansın
gülüşüne turaçlar uçar uçar konar senin
gözbebeklerinde kuş sağnağı çocuklar
kirlenmemiş bir dünyaya koşar
onları ağlatma küçüğüm
baksana alnımın ortasında
çatılmış silahlar gibi özgürlük kavgaları
baksana
nice alanlardan geçmişim
yanyana melek ve şeyran
aşk ve kir
yeni bir dünya için
mahpuslar
filistin askıları
yoldaşlar
kırlı hüzünlerimin boynuna vurulan zincir
kalbimde
sağanaklarca
yağmur
sağanaklarca
sağanaklarca
yar
sevebilir misin
kasırgamdan-boramdan
davarların
yavşanlara ağdığı boz yamaçlarda
yoksulluğu zamandan yaşlı sokaklardan
yamasız tek gülüş kalmamış..oralardan
kanla boğulmuş isyanlardan geldim
akşamları
zayıf canlı çocuklar
geceye sancıyan hastalar
vakitsiz ayrılıklar
unutulmuş ve mazlum
vahşet ve zulüm
gurbet yollarında kanayan sevdalı göz
mezara gömülen söz
ve körsem
bin acıyı kanayan isli lambalar
ki her an
yüreğimde
yanar küçüğüm
kanar
sevebilir misin
gözyaşlarımdan
sancılı dağlarımla geldim işte
kan revan içinde ağıt her gülüm
zalim zemherilerden çıkmış
unutulmuşluğum ben
unutulmuş
ıssızlığım
insansızlığım
bir başına ve uzak
bırakılmışlığım
yağmalanmışlığım ben
gözleri önünde katledilen yalnızlığım dünyanın
binlerce umut büyüte büyüte her yaramdan
geldim
beni
sevebilir misin
hülyamdan
tutup da
bu kahpe dünyanın suratına fırlatarak
küçük yalancı düşlerini
bütün kof hevesleri
tekmil lağım gülüşleri
sahte yüzleri
sahte peygamberleri
soytarı yazarları
atarak çöpe
o onu dediyi-bu şunu söylediyi
mutluluk reçetelerini
moda dergilerini
vitrinleri
bulvarları
bırakarak
fırlatarak tüm yalancı hayalleri kentsoylu caddelere
yaramdan öpe ipe
sevebilir misin
tut ki
dağlarda vurulan son şaki bakışımdır
tut ki
bütün yoksulluklarının kanamasıdır suskunluğum
öfkem
sığmaz dağlara be can
kırılsa bir serçenin kanadı
gözyaşım deniz derya kesilir
sevilmeden ölenlerin kalbiyim ben
kor kesilmiş sevdayım baştan ayağa
gülüşüm gül tufanı-ellerim reyhan
ağlama desem de
böyle bir dünyada
boşuna
ama gülmek gerek işte
her an
umuda
bir damla gözyaşın akmasın diye dünyaları yakarım
kırlangıç masumu sokuluşların
rüzgarın öpüşü dokunuşların
dünyaya bahar sevinçleri yağdırsın dizelerimde
bir bulutun hikayesi
yaprakların kafiyesi gözlerin
isterim ki
yeryüzünde her gülen çocukta açılsın türkülerce
gül esişli gülüşün yarama ilaç olsun
isterim ki
yangın yeri türkülerim tac olsun yüreğine
içimin uçurumlarına koşan ceylan
bilmezsin
uçurumlar dolar masumluğunla
sevebilir misin beni
sevdamdan