gecenin bir yerinde ürperir toprak
serviler hışır hışır
yorgun düşmüş kederden
yapraklar yas içinde
kimsesiz kondular kalmış
dağılmış kâşanelerden
ölüm gibi susan
yalnızlar rıhtımında
yeşilçam sokağının son külhanbeyi
gülüşü yosun tutmuş
şakaklar yas içinde
ve kendi yazgısına şehir bîçâre
hayra alâmet değil
akşamın suratına kapandı perde
şalaklar yas içinde
edep erkân bilir esas adamlar
raconuyla yaşayıp hakikatli sevdiler
semaî kahvesinde kaytanî tulumbacı
Tophane' de bitirim
kuşağı Trablus
vapur dumanı fesli
Kanuni Esâsi' de jöntürk
bütün ihtilâllerde ürkek
siz Mîrim
anladık
son İstanbul efendisi
siyah beyaz karelerin romantik serserisi
o gülüşler yedi renk
dudaklar yas içinde
her yılbaşı gecesi efkâr diz boyu
elinde boyacı tezgâhı Dalgacı Mahmut
bir de Turist Ömer ziyadesiyle mahcup
buluşup Ayhan'ın mezarında
içerler sabaha dek
havada rezilce bir hiçlik duygusu
ağlaşıp söyleşirler
Tamburi Camil'den Hafız Burhan'a
cümle makamları tutmaz dilleri
kader ağlarını örer kaldırımlarda
istanbul şehri sersefil
yer ile yeksan olmuş hey gidi günler
sahipsiz hatıralar dileniyor caddelerde
çınarlar iki büklüm
sokaklar yas içinde
kimsesiz kal ey şehir
kapat ellerini yüzüne
ağla
yıkıldıkça ne varsa bize ait
bizimle birlikte
Haliç' e yaş boşaltsın köşkler yalılar
Galata Köprüsünde yangın külleri
Kız Kulesi tarumar
konaklar yas içinde
akar başka türkülerde hasret ve ümit
kan ter içinde dağlara tırmanır hayat
ve başka bir şarkı söner zamandan
'kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime'
mahurlar perişan-uşşaklar yas içinde
bilirim Mîrim
bilirim
son bir seferi vardır bütün gemilerin de