ölü yıldızlar
düşerken bakışıma
yol kıyısında ölmüş
itin gözlerindeki gibi
kim konuk eder beni...
türkmen kilimlerine benzer
üstünde uyuduğum keder
yazgısını kabullenmiş
bir yitik olduğum çölde
dilimde yaralı
geceyi giyinmiş kelimeler
sevda sevda dedikleri
sürgünlüğe söylenmiş
bir şarkıdır rüzgarımda
ellerim
yalnızlıktan kırılmış
ıssızlığın dalları
gülüşüm
deli yellerde savrulan
yurtsuz yelkovan dikeni
doğuştan sürgün
bir yitiğim bu çölde
kim konuk eder beni...
aslında gül de
bir gurbetçidir
hep en güzel yerinde
karışır toza küle
savrulur
dönmemesine
hançerse zaten
ölümün ellerinde...
ey sevgili
beni
başkaları gibi sevme...
dağlarla konuşup
sularla öpüşmemi
bakışların diline dökebilirler
kendi akrabalarını
kendileri seçenler
bilirler
tüm haklı kavgalarda
ateş kadar ölümsüzüm
ne aşklar bensiz olur
ne dünya döner
ey sevgili
beni
başkaları gibi sevme...
uzaklar yakını
yakınlar uzağıyım
bu çölde yitik
serapsız
hesapsız
uzak...
yakın
yitiklik
ki gitmelerin yazgısı
her gidişimizde
yağmurlardan başka kimler ağlar ki
yıldızlardan başka kimimiz var ki
bir başka bizden gayrı
kim konuk eder bizi…