gün örttü kapılarını-soldu sevinç gibi yanık çocukların benizlerinde
ben yaşamaya kulaç vurdum gecenin zifiri denizlerinde
aklımda bulutların kitabından tarihe dair okuduklarım
aklımda tozlu yolların ıssızı-ve aradığım giz, kuş ve böcek izlerinde
zamanın yamacında Asurlu tüccarların yaktığı ateşin boynuzları
ve atlılar-yaban çakalları-akşamın en yosma yerinde
gün örttü kapılarını-kara gözler kaldı seherinde yıldızların
dil susa kaldı yavuklusu dönmeyen Hattili kızların gergeflerinde
bütün adalarına çıktım gecenin-yorgunum yüreğimle yarışmaktan
beni benden kanırt ey ben-paslı bir çiviymişim ben kendimde
beni yol düşlerimden küflü bir kütük gibi kırarak ey kendim
yaşamayı unuttum yaşanmamış aşkların mutlulukların gizlerinde
ana uyar beni... Zühre Yıldızı düşünce gözlerine Hitit çobanlarının
ey düş giy gecenin lacivert harmanisini bekle hüznün eteklerinde
o uzak kavgalara gitmezsem nasıl namuslu yazılır tarih alnıma
bir gün özgür olsun diye aşklar daha-çok insan kalacak siperlerde
daha-çok insan gülüşünü bir meşe gibi dikecek zındanlara
yüreklerdeki erozyon bitsin diye bir gün belki de çok ilerde
gün örttü kapılarını-bir yerlerde bomba sağnakları-pislik saltanatları
umudu dokuyan o yaralı örümceğim ben zamanın elbizlerinde