çalınmış saatler avladık zaman denizlerinden
gözlerimiz hırsızlama sevişmeğe başladı
yıldızsız gecelerde ışığına sığındım
ne dizeler döküldü kirpiklerinden
bizim oralarda geceler
toynaklarıyla yürekler tepip gelen
yalnızlığın atlarıdır
yıldızlı karanlık büyür sonsuzca
kırık bir el aynasına ömürler sığar
kırk kilit vurulmuş yüreğe saklanır karasevda
ki çıkamaz o dehşet tutsaklığın
uçurum uçurum derinlerinden
asla
bizim oralarda gözbebekleri
demir parmaklıklarla çevrilmiştir
çocuklar gülü sorsa
kanla tarif edilir
baharlar bakır yeşili
hüzünler kirs
ferhad külüngü gerek hasretin dağlarına
sevdaya değince kavallar kanar
ışıklarda kelebekler
karanlıklardan yanar
ben işte o dağları
aşıp aşıp gelmişsem ayaklarına
gül dudağı çöl susuşlum
ırmaklar diliyle konuş
beni kanatma
şimdi yangınları vurup sırtıma
sevdasız gönderme beni
kanın çeksin
canın çeksin
gözlerin çeksin
bakışların saplı kalsın bağrımda
gül dudağı çöl susuşlum beni gönderme
bütün öpüşlerinle öp
bitmesin sarsıntısı
bana yağ
iliklerime işle
beni sevişerek kahret
dinsin kuraklığımın sızısı
beni yellerinle savur
erit çarpa çarpa dalgalarınla
varlığınla buluşayım
nabzım damarlarında atsın
denizlerinin tuzu olayım
kanına karışayım
gül dudağı çöl susuşlum beni gönderme...