camın denizinden
gül kırmızı akşam düşen
içinden bulutlar geçen
bir bardak çay
sen..
bir bardak
ince belli
pürüzsüz
sana dair
ve senden
sonra yıldız fırtınaları
ay yağmurları
sonra güneş suları
çöl baharları
ırmak dağları
içmek
senin içinde
gözelerini
delirmek
gözlerinde
sağılmak
aşkın imbiklerinden
deryama düş-sün
düş
iki can
bir beden
güzelim
kısrağım
efendim
kölem
gül ki
canımın kasesinde tazelen
sözün acze düşer
ancak yaşanır bu dem
rüzgar dağların
su güneşlerin
kişneyen çılgın bulut
öpüşün yıldırım
çöküşün
dil kesen uçurumların
düz dağların
sarp ovaların
gece
çay
sen
okyanusun geçmesi iğne deliğinden
dokunmamış bir zamanı yırtarız
katışıksız ipekten
som buluttan
arı düşten
bir coşku aklını yitirmiş
kanatlanmış bir hüzün
gel hadi
gel
hadi
gel hadi
gel
ömrüme
gönlüme
çölüme
demlen