Eğri yağmurlar yağıyor kalbimizin hicran yerine
Bulutlar şimşek yatağı
Ne uzakta bir ışık var bize dair
Hani gitsek sığınsak ısınsak
Ne gül pembe bir dünyanın korunağı
Kıraç bir yere vardı sevdanın çimenleri
Orada ot bitmez
Orada
Vaha bile yoktur
Orada
Yalnızlık
Yeğin lodoslarıyla hoyrat ılgarlar
Oralarda
Dürüstlük sınav verir ilk insandan bu yana
Aşk da denenir küçüğüm
şivan sağanaklarında
Boralarda
Mişayı bilir misin
Küfrettik romanın tam orasında
Gençtik
Bıçkındık
Sokaklarda yürürken
Kalbimiz
Kırgın bir aşkla
Kanadı
Mişayı bilir misin
Tam orasında romanın
Tükürdük ona
Dem oldu
Onurlu bir hayata
Bir zaafın
Bir anlık karası
Ağardı
Tıpkı suda
Nasıl
Saman çöpü fazla barınamaz
Kıyıya vurursa
Bağışladık mişayı
Bastık
Bağrımıza
En yaralı yerinden
Çünkü hiç birimiz
Onun kadar
Adayamadık ömrümüzü
İnancın çelik şarkısına
Onur
Ki bütün katlarında
İnsan merdiveninin
Varsa eğer
Aşk
Her yerde
Kendi çiçeklerini açar
Hayatı
İğrenç yataklarda
Günah sevişmelerinde
İsteyerek ve bilerek
Yaşamışsa kim
Kalkıp bize
Söz edemez sevdadan
Uzak dur kederimden
Kirletme bulutumu
Sana verdiğim ayı aldım ben
ne keşişim
Ne peygamber
Ne ermiş
Yüce dağın yamacında
Yörük obalarından
Yollara baka baka kör kalan
O kadınlar ki
O kadınlar ki
Yetimler büyüten
Kentin el kapılarında
Başı dik
Alnı ak
Ömrü zından
Bir öpüşün mührüyle
Ömür harcayan
Kadınlar ki
Sevdalar onların hürmetine
Ayakta durur hala
Ve Çığ yürek çıkar
Hayatın tüm Filistin askılarından
-------
mişa:GLADKOV'un Fabrika adlı romanındaki kadın kahraman