Çöl
Bedevi özgürlük
Göğü tefekkürün açık risalesi
Yeşilini- mavisini- denizini
Ve gök kuşağını gül bahçesini
Yüreğinde taşıyabilenlerin şiir ülkesi
Çöl...
Gâhi Hasan Sabbah'ın cennetinden
Haşhaşı bir keyif tutu boşluğa
Gâhi Alamut Kale' si
Dahi Babil' in Asma Bahçeleri
Yıkıldı tanrının gözleri önünde
Ve Hayyam rubailer bıraktı
Gözleri yıldızlarda
Sözleri rûzigârda
Ve cümle günahtan aşikâr olanların beldesi
Çöl...
Mevsimler ki ömrün geçen demleri
Aruzun düz kalıbında eser rüzgâr
Hurmaları elif elif sallanır
Kum solur kervanlar
Develer şedde şedde aşar zamanı
Me fa i lün- me fa i lün başlar aşkları
Ağlar müs te'fi la tün'den
Güzellik serabı kasideler
Gazeller hüzün tarlası
Mesneviler göl göl
Yârin kusuruna tecahül-i ârif
Yarin nazına hüsn-i tâlil
Çöl...
Ya İmrül Kays
'Şeytanın cehennem yolundaki
Yardakçısı' dediler sana
Dediler
'Şiirleri müselman
Kendisi kâfir'
Selam olsun ruhuna
Yüzyıllardır koşan şarkı
(Çöle gezmeğe giden kızların
Ardından gizlice iz süren
Ve onlara devesini kesip yediren
Bebesini emziren kadının
Diğer memesine yanaşan deli)
Ölüme yapılmış arabî şaka
Selam sana ya İmrül Kays
Halâ asılı gökyüzünde Muallâka
Çöl hâlâ duruyor yerli yerinde
İnsanı kum gibi savrularak
Yağmalana yağmalana
Kan göletleri bırakıp
Nice cellatlar geçti
Ve aşk meşk içinde inat
Sen geçtin
Ya İmrul Kays
Ora nere- bura nere
Deli ruhunu sokacak
Başka beden kalmadı mı
Neden beni seçtin?