[A] >  [Adnan Durmaz Şiirleri] > Ateş Çiçeği-16 Şiiri
Sponsored Links

Adnan Durmaz - Ateş Çiçeği-16

Eklendi:
Yeni Şiir Eklemek İçin Tıklayın Şiir Ekle      Hata DüzeltHata Düzelt
Arif Bey bir süre sonra Afyon'a geldi. 23. tümen komutanı Albay Ömer Lütfi Bey'le işbirliği yapıp, birliklerini tümen karargahının bulunduğu Erkmen'e yerleştirdi. Arif Bey'in Afyon'a geldiği günlerde başkanlığını liva muhasebecisi Reşit Bey'in yaptığı Reddi İlhak Cemiyeti faaliyet halindedir. Afyon'un vatansever evlatları iki değerli komutanla fevkalade işbirliği gerçekleştirdiler. Arif Bey'in milisleri şimdiki Kasım Paşa İlkokulu'nun bulunduğu belediye gazhanesindeki İngiliz İşgâl Kuvvetlerinin cephaneliğindeki silah ve cephaneleri bir gece baskını ile Erkmen'e kaçırdılar...
İplikçioğlu, Niyazi, a.g.y., sf..92


Yabancı çizme nalçalında
Çiğnendi şehirlerin sokakları
Haritalar serildi masalara
paylaşıldı ülkenin dağları- ovaları
Ve kan göletlerine basa basa yürüdü işgâlciler
Ölümcül bir suskunlukta taşlaştı her şey
Tarlada karasaban - ovada inek - dağda çoban
Sustu keklik & keder sardı şafakları
Ve ansızın kıpırdandı yerinden
öldü diye terk edilen yaralı
Yükseldi bir yerlerden direniş bayrakları
Afyonkarahisar'da
İzzet Efendizade - İsmail Şükrü Hoca
Kuvveti kağıt üzerinde
23.fıkra kumandanı
Yarbay Ömer Lütfi Bey'e başvurdu

Şehir işgâl edilirken
böyle eli bağlı beklemek olmaz
Satılmış bir devlete rağmen
çoluk- çocuk- ırz- namus- vatan
kalacak mı düşmanın ayakları altında
Buna ne can dayanır- ne yürek
Devletin vaziyeti böyleyken
Millet müdafaa edecektir hakkını
Kuva-i Milliye'yi kurmak gerekli hasılı
Böyle başladı Afyon'da
Çelik Alay Müfrezesi'nin kuruluşu
Kumandan Şükrü Hoca
Bölük komutanları
Dünya Savaşından dönen
gencecik teğmenlerdi

Naipzade Vasıf'ın Ahmet & Hamuloğlu Safter
Üsteğmen Şükrü ve Teğmen Nasih Beyler

Köylerden gönüllüler bulundu
İlipınar önünde gizli talimgâh kuruldu...


Kitaplarda Söylenir ki:
Bu ana kadar çalışan cemiyetin adı Reddi İlhak Cemiyeti idi. Bir gün Arif Bey memleket halkını İmaret Camiine topladı 'Bundan sonra çok gayretler sarf edeceğiz, bu işi başaracağız, onun için yeniden Müdafaa-yı Hukuk Emniyeti namıyla bir cemiyet teşkil edeceğiz' dedi ve halkın reyine başvurdu. Bu Cemiyetin reisi Koçzade Şükrü Bey'i, Gümüşzade Bekir Efendi'yi, Tunçzade Ali Bey'i aza olarak halk ittifakıyla seçti. Böylece bu cemiyet Afyon'da teşekkül etmiş oldu.*
Bundan sonra dağlarda dolaşan, mütemadiyen mücadele eden bir takım kabadayıları birbirleri ile barıştırarak adamları ile birlikte cepheye sevk ettik. Bunlardan Emirdağları'na sığınan Balcamlı Yusuf, Çukurcalı İbrahim vardı. Onlara haber gönde-rip, hep birlikte cepheye gidileceğini, aksi takdirde kendilerinin üzerine asker sevk edilerek Yunan'dan evvel kendilerinin kökü kazınacağına dair haber gönderdik. Akın akın ellişer yüzer atlı süvarilerle gelmeye başladılar.**

* Sarıkoyuncu, Ali(Doç.Dr) Milli Mücadelede afyon Müftüsü Hüseyin (Bıyık) Efendi, 3. Afyonkarahisar Araştırmaları sempozyumu, Afyon Belediyesi Yayınları, 1994 Afyon, sf.76
** Sarıkoyuncu (a.g.y.) sf. 77

Karaman Mahallesinde
Belediye Gazhanesinde
İngiliz kuvvetlerinin silah- cephane deposu
Nöbetçiler İngiliz ordusuna mensup
Hintli askerler
Günlerce izlendiler çevre evlerden
Yedikleri yemek
içtikleri su
Ne zaman nöbet değişir
nerde yatarlar
Kalk borusu- yat borusu
An be an komutanlara bildirildiler
Her şey hazırlanmıştı önceden
Mevsim güz
Müfrezeler pusulanmış
tam yatsı sıraları
Yanık bir ezan duyuldu minareden

İşgâl edilmiş bir ülkede
her şeyden emindi Hintli Askerler
Nöbeti- koğuşu terk ettiler
Her vakit olduğu gibi abdest aldılar
Toplanıp namaza durdular

O saat evlerin arasından
Sağnak gibi yağdı müfrezeler
Çelik Alay'dan- Karakeçili'den derlenmiş
sayısız kavgada denenmiş
işini bilir adamlar
Hintli askerleri kıskıvrak yakaladılar
sımsıkı bağladılar
Anında boşaltıldı cephanelik
Taşındı Erkmen'e
Kuva-i Milliye Karargâhına
Bu sırada Afyon Mutasarrıfı olarak görev yapan Mahmut Mahir İstanbul Hükümeti'nin mutemet adamı olarak olup- biteni İstanbul'a jurnal etmekte ve bütün gücü ile Milli Direnişi batırmağa çalışmaktadır. Reddi İlhak Cemiyeti Tahrirat Müdürü Alaaddin Çelebi'yi görevlen-direrek, mutasarrıfın hareketlerini kontrol altına aldılar. Alaaddin Çelebi bütün gizli yazışmaları Kuva-i Milliye-cilere bildirmekteydi.
Posta Telgraf Müdürü Hadi bey'de Milli Teşkilat emrinde canla başla çalışmaktadır. Mahmut Mahir iyice zararlı olmaya başlayınca Arif bey hemen harekete geçerek Mutasarrıfın Mecidiye Mahallesindeki konağına bir baskın düzenledi.

Erkmen Kestaneliğinde gece
Cıbır kalmış ağaçların arasında ay dökülüyor
Binlerce çentik açarcasına binlerce bıçağıyla
Çentiyor bedenleri insafsız ayaz
Bir zemheri soluğu üfleyen poyraz
yaprakları sürüklüyor...
Oturmuş kayanın kuytusuna
Olanca heybetiyle Yarbay Arif Bey
Deminden beri cigara tüttürüyor
Toprak kadar kıpırtısız taş kadar suskun
Ve her an her şeye hazır çığsilah donanmış
Karakeçili Askerleri

Aralarında ak köyneği - gecelik takkesiyle
Yalın ayak & kıllı bacakları çıplak
Sakalları titreyerek yalvaran bir zavallı hortlak
Afyon Mutasarrıfı Mahmut Mahir

Ben ettim sen eyleme Yüce Yarbayım
Biliyorum sabit cümle suçlarım
Çoluğuma çocuğuma bağışlayın
beni asmayın
Bir yol bağlıyım devlete Döneklik etseydim asarlardı

Gürleyiverdi Arif Bey
Konuşma ulan soytarı
Malumumuz& senin canın bizden tatlı
Konağın – hizmetkarların - saltanatın
yağcıların ve dahi kıç yıkayıcıların
Oysa binlercesi can verdi
aç yetimler bırakarak
nice vatan evlatları
Binlerce Mahmut Mahir eder
bıyığının tek kılları
Malumumuz
senin canın bizden tatlı
Ki kapısında it olduğun Padişah
Sayısız insanıyla
dağıyla- ovasıyla
koca memleketi sattı
Şimdi sen
gavur uşaklarının çanak yalayıcısı
Söyle kırk katır mı dilersin
kırk satır mı....

Amanın Beyim diye inledi
Mahmut Mahir
Kurbanınız olam ağalar dedi
Ak köyneğinin içinde
zavallı bir hortlak gibi
titredi
Arif Bey daha bir gürledi

Tövbeye gelsen tövben nafile
Şahadet eylesen
hak kabul etmez
Ölümlerden ölüm beğen
ya kâfir dedi
Arka sıralardan birkaç asker
dudaklarını ısırarak
saklı saklı gülümsedi....

Ertesi gün Afyon'da
Mahmut Mahir imzasıyla
Kuva-i Milliyeci İkaz gazetesinde
iri- kara puntolarla bir başlık
İSTİĞFAR-I ZÜNUN
Altında
hata ettiğini anlatıyordu
Yalvar- yakar olarak dosta- düşmana
Ve Kuva-i Milliye aleyhine
çalışmayacağını& asla
yeminle şartla*

Mahmut Mahir Bey: 1334 Ekim (M.1918 Ekim) ayında atanan Mahmut Mahir Bey, bir sene kadar mutasarrıflık etmiştir. 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlılar İzmir'e çıkmış ve kurtuluş savaşımız başlamıştır. Milli Kurtuluş çalışmalarını padişaha sadakati yönünden engellemek istemiş ve bu konuda jurnaller yazmaya başlamış ise de mektubcu (tahrirat müdürü) Alaaddin Çelebi Bey tarafından aldatılarak yazışmaları kontrol altına alınmıştır. Sonunda Fransız kuryesinden faydalanmaya başlayınca bir gece evinden alınarak Antalya yolu ile İstanbul'a gönderilmiş ve böylece Osmanlı yönetimi son bulmuştur (1919 yılı son günlerinde) .
Günçer, Süleyman, Afyon ili Tarihi-2, Afyon, 99
* Mutasarrıf işgâl yıllarında Yunanlıların tarafını tutmuş, onlarla birlikte hareket etmişti.
Aygen, Mehmet S.(Dr): Sarılık, Ahmet; Tunca, A. Büyük Zafere Doğru, Türkeli Yayınları Afyon 1984, sf.7

Şimdi o yerlerde anlatılır ki
Bin beş yüz kişilik müfreze
Çapak Çayı kıyısında talim eden
İngiliz askerini görmezden gelip
Baştan aşağı silahlı
Atlarının üzerinden heykel azametiyle
Boş bir şehre girer gibi Afyon'a girdi

En öndeki Arif Bey'di
Ve askerin yanı sıra
Birer dönüm aralıkla at süren
Arif Bey'in haber salıp getirttiği
büyük kavgaların kahramanları
namlı subaylar idi
Şerif Bey
Götü Kayışlı Osman ve diğerleri
Duruşları- bakışları insanı ürperten
örfi adamlar idi
hey gidi & hey hey gidi

Afyon sokaklarını inleterek at nallarıyla
vardılar Vali Konağına
Arif Bey'in elinden ruhunu teslim etti
dört İngiliz askeri
Göndere Türk Bayrağı çekildi
Ertesi gün İngilizler şehri terk etti...

Şimdi o yerlerde anlatılır ki
Bayat'taki Eğrili Tepe'nin adı
Şimdi Arif Bey kayasıdır
Adamın yiğidine deli derler
Deli Arif yiğitlerin hasıdır
Bazan Yapıldak'tan yaya geçmiştir
Bazan altında bir at talakasıdır
Bağ yeri dağıtmış Bayat'ın yoksuluna
Hay avına çıkar olmadık zamanlarda
Hacı Musa Oğullarından
zebellah bir kişi& öyle gür
Say ki gürgen yarmasıdır

Afyon Merkez Karakolu karşısında
Arif Bey'in köşkü vardır
Burada ehl-i iyali barınır
Çanakkale Harbinden malul kardeşi
Ve Ömer Lütfi Paşa'nın Ferik Hatun ilk zevcesi
İkinci Hatunu Diyarbekir'li Zeynep
derler ki Ermeni kırmasıdır
Bir bakarsın bindirmiş avratları atlara
Kendi savunmalarını yapsınlar diye

Ilgar etmişler dağlara mermi yakarlar
Hedefi bağrından vuran hatunlar
sanki doğuştan talimli
Hey gidi & hey hey gidi...
© 2003-2024 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.