Nihayetinde: Bir karbon bulgusudur dizimdeki,
Bir kalemdir kâğıdın üzerindeki, istersem yazar mı
Konuşulmamaktan anlamlarını yitiren kelimeleri
Senin peşinde koşarken, seninle delice düşlenirken
Kaysıların yaprak dökümüne yatıya uzandıkları
Eylül akşamlarında; her seferinde ben, böyle sarı
Suskunluklarla kahrolurken kopacak gibi bir başla
Yığılırım banklara ışkınına kaç kere fal açtığımız,
Ayaklandırılmış kalemli asma bağlarının arkasında.
Nihayetinde: Bir ağaç harikasıdır kalemin altındaki,
Ne dilesem okutur mu harflere sevmekten yorulmuş
Hazana dalıp uğruna gazel gibi harcadığım ömrümü.
Ne geldiyse başıma eylül akşamlarında geldi demeye,
Deyip bağırmayı kaç kere düşündüm, biliyor musun
Ama bir keresini bile başaramadım bu, beni çıldırtan
Eylül akşamlarında, hışır hışır hışırdayan yaprakların
Arasına kendimi bırakırken anılarla eğilmiş bir başla.
Nihayetinde: Bir kalem, bir kâğıt mıdır bahsettiklerim,
İkisinin koruduğu yazılmaya değer bir şey daha var;
Severek yaratanların bize bıraktıkları büyük aşklarıdır
Onu emanet ettin bana, onunla övünüyorum, sevgilim,
Bu eylül akşamlarında hiçbir gazele benzemeyecek o!
Tartıya Kalan Düşler