Üşüten Ateş
ÜŞÜTEN ATEŞ
Yaklaştıkça ruhumu üşüten ateş
Menderesler çizer damarlarımda
Uzaktan beynimi kavuran güneş
Sarı deve misali seraplarımda
Büyük patlamayla dağıldı ruhum
Işık misali gider boşluklarında
Ben aciz, mecalsiz bir kulum
Kayboldum yokluğun varlıklarında
Şeytana atılan bir taş misali
Kovalarım günahı dimağlarımda
Kara deliğe düşen bir nur timsali
Var olurum senin yokluklarında
Güneş batıp kararınca ufuklar
Bulurum kendimi senin yollarında
Bilmem bu yıldızlar neyi kovalar
Boğulurum gizli günahlarımda
Ey bad-ı saba bana da uğra
Bir haber var mıdır gök burçlarında
Ayakları kesilmiş bindiğim buğra
Götür beni oraya kanatlarında
Bırakırsam dağılır tuttuğum denge
Toz olur dağlar avuçlarımda
Çekirdek etrafında dönmezsem eğer
Görünmez olurum algılarında
Yer çekimi benim sevgi gücümdür
Yürütür seni topraklarımda
Yarın bu yerler mahşer günüdür
Bırakma nefsini günahlarında…
26 Aralık 2014 Cuma
Abdullah ERDEM