Nur
nur
aksi yayılır uzaklarda elekte kalbur
çalar yıldızlar sessiz bir tambur
eteğimde iğne yapraklı çamlar
dağın zirvesinden doğar şimdi nur
kaldırımlar uzar rüzgarla tozar
allahın kurduğunu şeytan mı bozar
içimde bir his ihlasla yazar
kalbimin ortasında yanar şimdi nur
şeytana günahı satar şimdi kul
arama şeytanı ta kalbinde bul
şeytan günaha sarılmış yine
euzu besmeleye dalar şimdi nur
gözbebeğinden de girermiş şeytan
vesvese bir gemi şeytansa kaptan
düşünce perisi vururmuş yoktan
dünyayı göğsüne takar şimdi nur
dünya içinde bir sıcak gölgelik
her atomun ismini bilen bilgelik
ateşle doldurulmuş sıcak bir delik
dört duvar arasına iner şimdi nur
ayrılık vakti geldi gönlümde yasta
yok olası nefsim kudurmuş hasta
kabrimi inşaa et geliyorum usta
kabrimin içinde yanar şimdi nur
erdem şeytana papuç bırakma sakın
muhammedin nuru sana çok yakın
ümmet şuuruyla insana bakın
siyahtan beyaza çalar şimdi nur