İncir ve Zeytin 2 Aydın'a
Bir incir aldım dalından.
Sütünü akıtıverdi ucundan.
Gülücükle süslenir yiyen.
Ballı tadını alan bebeler bilen,
Karınlar doyar, dil tatlanır,
Kız nazlanır, oğlan dolanır.
Ne güzel meyvesin sen öyle!
Nerelisin sen, haydi söyle?
Aydınlıyım, Egeliyim.
Başka yerlerde de var benzerlerim.
Kaliforniya, Florida, Afrika, Güney Avrupa
Daha bir çok yerlerde yaşar kardeşlerim.
Ama onlar olamazlar benim gibi,
Ben bu yerlerdeki toprağın özeli.
Güneşin, insanların en güzeli,
Bu yerlerin sahibi, hazırladı beni.
Ama bildiler mi kıymetimi?
Yaprağım ayıpları örtmedi mi?
Gövdemde sayısız balta izi,
Neden dertle inletirler bizi?
Derim; ülkeler aşırı gönderin.
Seçkin konuklara sunun, seçkin!
Ak pakederim, yüzün, elin,
Göğü değil olgunu verin
Fındık, susam ezmesi,
Ceviz, badem kreması
Zeytin koydunuz mu yanına!
Temiz Hava eş olursa aşığına
Yüzünüzü ak ederim.
Yüzünüzü ak pakederim.
İnan! Ak pak ederim, yüzün, elin.
Yeter ki temiz Hava eşlik etsin.
Uzun ömrün, barışın kaynağı
İncir ve zeytin yıllarca ağladı.
Gözyaşlarını barajlar zapt edemedi,
Taştı, denize, okyanus oldu ırmağı.
Bırakın! Gülsün ağlayan ağaçlar.
Gün ışığında esen yellerle
Şıkır şıkır oynasın yapraklar.
Kurtulsun ormanlar, ekinli canlar.
Başlasın yeni bir yaşam.
İsa Mesih, incir ağacını lanetledi.
Ağacın herhangi bir suçu yoktu.
İncir ağacına indi bir balta.
Gövdem, dallarım düştü yere.
Bitti barış! Barış barış,silaha barış…
Yine başladı bir kere…
Amansız kanlı kavga, alış.