Yay
Yay yükünü fırlattı
Islık sesiyle gökyüzüne
Bir sadaka niyetine
Çatırdadı kirişi özgürlüğünün
Ardından gülercesine
Bir el uzandı
Toz tutan sadağına
Biriktirdiği gülüşleriyle süslediği
Göz pınarlarını
Usulca kondurdu dudağına
Vakit; sızı öncesiydi
Hava; sabah çiyliğinde
Arsız bir rüzgar eşikte beklerken
Sevdiğini
Göz ucuyla süzdü gençliğini
Gülümseyerek uğurladı geçmişini
Arsız rüzgarın peşinden
Ne çabuk geçmişti zaman
Yaşanacak ve yazılacak
Henüz şiirler varken
Pus gecelerinden çıkmıştı
Sessizliğe hiç direnmedi
Güneşi doyasıya özlerken
Gülümsedi yeşil gözleri
Kızıl kumrunun şarkısını dinlerken