Günce
Günce tutulurdu zihinlerde
hergün bugün son diye
dile gelen
söylenemeyen
bazen şükür
ve tefekkür
bazen kabulleniş
ve serzeniş
neye ve kime
bilinmeyen
bir iç döküş bu
aslında
yaşanmamış anların kucağına
eşk ile
içindeki kendine bir dönüş bu
her anı aşk adına
şiir tadında
yaşamak istenilen
gözlerin derinliğine
yükseklerdeki çiçeğin
kokusuna özlem
dokunuşuna hayal
ince ve kırılgan bir buz tabakasıyla kaplı
dudaklarına bir yolculuk
belirsiz bir
meşk ile
hatırlayış sancısıydı zaten
yazdıklarım,
yaşadıklarım mıydı sahiden
şiir günceme yüklediğim bunca şey
saklanabilirmiydi
ne senden
ne kendimden
şimdi,
dökülsün gecemin yeşil yıldızları gözlerimden
güneşe hasret hazan mevsimine
söz versem tutabilirmiyim
bir daha
ağlamayacağım derken,
hüzün denizinin martıları yine
eşlik eder mi yolculuğumda gözlerime
günce bile gülümsemezken
içimi döküşüme
kendime dönüşüme
duyduğumu sandığım
bu tebessümlerin ince buzları
çatlatışı neden dir
böylesi
küçük serzenişlerime
aldandığım ümitler
yenilenmeye muhtaçken
yenilmemeye söz verdiğim
gözlerinize,
bir günce daha döksem
yetermiydi
avuçlarımda bırakılan
ince çiziklerin iyileşmesine....