Amerika Günlüğü(8)
Amerika Dedikleri
Güzelliği başka başkadır her anın,her mekanın.
Asıl olan hoş yanlarını görebilmek yaşamın ve de insanın.
Evet sevgili dostlarım.Dünyanın neresinde olursak olalım farklı dil,din,ırktaki kişilerin gönül kapısını açan anahtar; bir tebessüm, bir yudum sevgi, bir nefeslik tatlı söz değil midir.
Sözün özü sevgidir gönüllere taht kuran.Gerçek dosttur iyi,kötü günde hal ve hatır soran.
Bu sefer yeni dünya ile Türkiyem arasındaki bezi(bazı) ayrıksalıkları annedıverecem müsadelerinizle can dostlarım.
Bullada bi ayrıksa(farklı) ölçüle kullanıyolla bi bilseniz.Bizim ulladakine hiç benzemeyo töbosun.Amerika'ya vadıktan iki hafta sona bi dartılayım dedim.O da ne ya... Terezideki ibre yüz doksan sekizi gösteriyodu inanın.Bi gorkdum bi gorkdum.Dedim 'ben de obez odum,bullan yimekleni yiye yiye'.Aşam olunca bem gızlara 'böle böle odu 'dedim.Onla bana gülüvedile.Meyesem uranın ağıllık ölçüsü kilo del de, paundmuş.Bir paund da beş yüz elli grammış.O ağırlığı kiloya çevirmek için 2,2'ye bölmek gerekiyomuş.
Undan sonacıma gene tevelozyanda Charleson'un heva durumunu seyredekene heva sıcaklığını 77 gösterdi. 'Yarın bu ıccaklığınınan bişeriz biz artık.Cehennem ataşı gibi olacak her taraf' dedim. Bem çocukla' bu Türkiye'deki heva derecesi del'dedile.' Buna fahrenhayd delle.'Bu dereceden 32 çıkarıp 9'a bölünüp,çıkan 5 'le çarpılınca biz Türkiye'de gullandığımız derece çıkamış işte.Ne bilim ben böle oduğunu.Meğesem ıccaklık yimbeş dereceymiş.Emme örendim artık.Bullada gullanılan bu dereceye 'Fahrettinhaydar' deyom artık.
Bi de bullada futbol topları bizim topla gibi töperlek,yuvallak del valla.Gırkağaç kavınları gibi yapsık yapsık,söbü söbü(basık) oluyo nedense.
Size bişe da deverecen.Bunu da öşertmeyom(abartmıyorum) şartosun.Bizim gadığımız evin önünde göl ve yüzme havızı va.Bi ölen vakti gökten bağrışa bağrışa iki tene gınalı yaban gazı(kaz) endi göle.Bende iresimleni çektim unları ürkütmeden.Sonacıma misir attım o göle.Bi de ne göreyim misilleri yidile seviçle bağrışarak.
O da ne... Paytak paytak yörüyerek bana doru gelivemesinle mi ameden(hemen) .Bi gözel garınlarını doyurdum onların.Ondan sona öpüp sevdim.Gucağıma adım.İnanmazsınız gözümün içine bakıyolladı sevgiyle.Benim sevgim onlardan bana yansımıştı tekrar katlanarak.Onlar benim gurbette odumu hissetmişti valla.Boyunlarını omzuma goyup beni teselli ediyorlardı sanki.O anki duygularımı nasıl anlatsam bilemeyom.Adlarını 'Edi' ve 'Badi' goyduğum o mutlu çift her gün ölen vakdı geliyor bizlere de mutluluk dağıdıyodu inanın.Valla ben bunu hesbeten(mahsustan) sölemeyem.İnanmazsanız bu gazları bem gızlama sorun.Çektiğim iresimleri gösteriverin isteseniz.
Birde Türkiye'deki yaban gazlanı ve ördekleni düşündüm.Onların burdaki gazla gibi asla şansı yokdu.Yazık çok yazık.Ellen gazlanın(kazlarının) yaşama şansı va da,acaba bizimkilen neden yok.Hata bizde deil mi.Bi gımık(biraz,bir parça) et için doğadaki yaban hayvanlarını katlediyoruz hunharca.Hayvanı ve bitkiyi sevemeyen toplumlar bence insana da gereken sevgi ve saygıyı gösteremezler malesef.
Neysem günlem gınalı gızlarımnan ve de gazlarımnan gülüş çığrış içinde geçekenem ayrılık vakdi gelivedi ameden. Türkiye'ye dönecemiz sabahın erkeninde dışarda bi bağrışmala oluyodu.Uyandığımda bu sesleri tanıdım.Bu Edi ile Badi'ydi bu sabaha mahsus erken kapıma gelen.İnanın ki kapıyı açdığım da ikisi birden acı acı bağrışıyordu 'sakın bizi bırakıp gitmeyin' dercesine.o an dondum kaldım.Boğazımdaki hıçkırığın düğümlendiğini ve de gözlerimden yaşlar süzüldüğünü anlayamadım bile.Sadece Edi ve Badi'nin gözlerinden süzülen hüzün damlacıklarını farkedebildim.İkisi birden islah ağlıyolladı inanmazsınız.Şimdi yüreğime gızlarımdan ayrı,bir de gazlarımın düşürdüğü ayrılık ateşi düşüvemişti.Kor gibi yanıyodu içim dışım.Böyle kazlara hayvan demeye dilim vamıyor inanın.'Kaz kafalı' deyimini artık protosto ediyom.Haklı deyil miyim dostlarım.
Bu kazlar; bende gurbete düşmüş gariplerin umudu olan,sıladaki yarine,yarenine haber uçuran ve karlı zorlu dağlardan aşıp,sevdiklerinden bir haber, bir ışık getiren allı turnalarımızı çağrıştırdı dostlarım.
Sizlere turnalar ile ilgili duygularımı şiirsel dilimle ifade etmeğe çalışacağım..
Tüm sevenlerin sevdiklerine kavuşup mutlu olması dileklerimle....
TURNALAR
Turnalar çıkın yola
Sılamda verin mola.
Dediler 'gülün solmuş'
Sizlerden şifa bula.
Turnalar uçar gider
Kanadın açar gider.
Gönül gözel görünce
Kendinden geçer gider.
Turnalar dizi dizi
Göklerde kalır izi.
Biz bize,göz gözeyken
Gurbet ayırdı bizi.
Haber aldım turnadan
Yar ağlarmış durmadan.
Girmem kara toprağa
Ben o yari sarmadan.
Turnalar güle güle
Siz gidin bizi ele.
Yarime selam edin
Gitmesin yaban ele.
Olur olmaz yerlerde
Eylenmeyin turnalar.
Zalim avcı görürse
Ses vermeyin turnalar.
Turnam inme sen suya
Avcı yatmış pusuya.
Ben yari saramadım
Şöyle bir doya doya.
Turnam uçar sıradan
Şimdi geçti buradan.
İflah olmaz bir kulum
Sinemdeki yaradan.
Turnalar bölük bölük
Ciğerim delik delik
Yar pınardan geliyor
Saçları belik belik.
Sen bir garip turnasın
Yine sevdalardasın.
Yar yabanda olunca
İçin için yanarsın.
Turnalar esen yeldir
Yarime kanat koldur
Gönül bağımda açan
Solmayan akça güldür.
Turnamı vurmuş avcı
Yanarım acı acı.
Gurbet elde kalmışım
Ne anam var ne bacı.
Turnalar düşer yola
Uçuyorlar kol kola.
Yarim gibi bir gözel
Nasip olmaz her kula.
Nice baharlara...
Sevgi ve saygımla....