[A] >  [Abdullah Atay Şiirleri] > Amerika Günlüğü(7) Şiiri
Sponsored Links

Abdullah Atay - Amerika Günlüğü(7)

Gönderen:kevsersimsek
Eklendi:
Yeni Şiir Eklemek İçin Tıklayın Şiir Ekle      Hata DüzeltHata Düzelt
Amerika Günlüğü(7)


Mudurnu'dan Merhaba

Tohumun toprağa,ırmağın denize,arının kovana,mahkumun özgürlüğe kavuşumu gibi ben de güzel yurdumun şirin ilçesi Mudurnu'ma kavuştum nihayet.Bu günlerimi gösteren Allah'ıma bin şükür olsun.
Vatan toprağıma ve bayrağıma olan özlemimi doya doya giderdim İstanbul'a iner inmez sevgili dostlarım.Ayağımızın altında şehit kanlarıyla sulanmış bizi besleyip doyuran toprakla,başımızın üstündeki özgürlük sevdasıyla dalgalanan şanlı bayrakla ne kadar öğünsek azdır değil mi? Bayrak deyince; duygularımı sizlerle paylaşmak istedim:

Bayrağım

Kardan ak ay-yıldızı
Rengi kandan kırmızı.
Bayrağı şeref bilir
Yurdumun oğlu kızı.

Özgürlüğe sevdalı
Göklerde hep dalgalı.
Gelin gibi süzülür
Hem nazlı,hem edalı.

Gökte özgür bir kuştur
Duruşu da ne hoştur.
Ona saygı duymazsan
Senin yüreğin taştır.

Vatanımın baştacı
Özgürlüğün ilacı.
Uğruna şehit düşer
Ana,oğul ve bacı.

Şehit kanıdır rengi
Dünyada yoktur dengi.
Kazandık biz aşkıyla
Yaptığımız her cengi.

Damardaki suyumuz
Sınırdaki boyumuz.
Bayrağım olmasaydı Tükenirdi soyumuz.

Bayraksız hiç olurdun
Hürlükte aç kalırdın.
Atatürk olmasaydı
Bu günü güç bulurdun.

Karıncadan örnek al
Hep birlik içinde kal.
Bayraktan yok ki başka
Tutunacak hiçbir dal.

Sınırlarda siperde
Gökte,denizde,yerde.
Kahraman Türk bayrağım
Dalgalansın her yerde...

Vatan ve bayrak uğruna can veren şehitlerimizi daima saygıyla anıyoruz.

Sizlerden ayrı, fakat gözü gönlü sizlerle olduğum yedi haftalık süre içinde belleğim objektifine takılan anılarımı ve duygularımı paylaştım acizane.Hepinize bana katlandığınız için şükranlarımı sunarım bu arada.
Amerika'da davranışlarımızla bir Türk'e yaraşır biçimde gittiğimiz her yerde centilmenliğimizi göstermeye çalıştık yeni dünya halkına.Oradaki kişilerle olumlu diyaloglarımız olduğu için şimdi çok mutluyum. Sözle olamasa bile gönül gözüyle anlaştık inanın.Yeni kişilerlerle dostluklar kurduk.Gönül kapıları yapıp açtık yeni dünyada.Mevlana,Yunus gibi.
Bu dostlardan biri de Neil.
Neil kızımın iş arkadaşı Ayşe'nin Amerikalı eşi.Kendisi askeri kolejde(üniversite) okumuş.Gemi mühendisi.Okuduğu kolejde zengin Türk çocukları da varmış.Eski cumhurbaşkanlarımızdan birinin yeğeni onun okul arkadaşıymış.Hatta dünyanın çeşitli ülke liderlerinin çocukları buralarda okuyormuş.
Aynı zamanda Bolulu olan Ayşe,buradaki kadınların daha özgür olduklarını belirtti.(!) Bu şehirdeki her kadının altında son model arabaları var.Ekonomik özgürlüklerine kavuşmuşlar.Eşiyle eşit yani.Eşinde aradığı mutluluğu bulamayan kadınlar ayrı bir ev açıp ayrı yaşayabiliyormuş.Ayrıca da kolayca ayrılabiliyorlarmış.Erkekler genelde yemek işini yapıyorlar.Yemekleri çok değişik soslarla hazırlanıyor.Fakat bizim Türk yemeklerini tutmuyor.Damak zevkim bir türlü alışamadı bu nemem yemeklere.Eşimde bu durumu gördükçe feminist duyguları kabardı vallahi.Bana 'burası Amerika.Ne dersem yapacaksın burda' dedi durmadan.Taş fırın erkeklikten light erkekliğe dönecektik kazara.Biraz daha dursak oralarda karizmata çizilecekti sonunda.(!)
Ayşeler bizi bir akşam oradaki bir Türk lokantasına davet etti.Neil'le sohbet ederken, eşi Ayşe ve kızlarım bizlere tercümanlık ediyorlardı.Neil, Amerikalı gemi,uçak vb mühendislerinin çok usta olduğunu söylemiş.Hatta 'bana bir çekiç verin ben size gemi yapayım' demiş.
Ben de lafın altında kalmak istemedim.Neil'e 'siz de Türk erkeklerine Amerikan kızlarını verin.Onlardan doğacak çocuklarla o yaptığınız gemi,uçaklara; barışta güvercin,savaşta kartal,cesur,babayiğit mürettabat yetiştirelim'dedim.
Artık açıldı ağzım bir kere.'Siz dedim askerliği para ile yapıyorsunuz.Bizler de vatanın barışı ve güvenliği için gönüllü yapıyoruz' dedim.'Siz girdiğiniz ülkelere petrol için giriyorsunuz.Yakıyor,yıkıyorsunuz...Orada kan ve gözyaşı döktürüyorsunuz masum halka.Bizler de geçmişten beri girdiğimiz ülkelere uygarlık getirdik.Hiçbir yeri yakmadık,yıkmadık'.Tabi ki şaka yollu olarak dedim bunları.
Daha çok söylenecek şeyler var ama...

Sırası gelmişken bu fıkra da gider şimdi:

Bir Amerikalı,bir İngiliz,bir de Iraklı kahvede çay içiyorlarmış.Amerikalı çayı bitince bardağını havayı atıp silahıyla parçalamış.'Bizde bardaklar o kadar ucuz ki aynı bardakla iki kere çay içmeyiz' demiş.
İngiliz de çayı bitince bardağı havada silahıyla parçalamış.'Bizim kumsallarda cam yapacak çok kum var.Aynı bardakla iki kere çay içmeyiz' diye o da hava atmış.
Bunun üzerine Iraklı da çayını içmiş.Bardağı havaya fırlatmış. Silahını çekerek Amerikalı ve İngiliz'i vurmuş.
'Bağdat'ta Amerikalı ve İngiliz o kadar çok var ki, biz aynı adamlarla oturup iki kere çay içmeyiz.'demiş.

Barışlı yıllara...
Sevgi ve saygımla...
© 2003-2024 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.