Amerika Günlüğü 1
Merhaba Dostlar;
Amerika ile ilgili duygularımı cok sevdiğim yöresel(Mudurnu) dilimle anlatacağım sizlere...
Amelika için vize alacam deye bolbazarı(pazartesi) sabalin İsdanbul'a gittim.Urdan en gözelinden Atatürk ün fotorafıyla,böyük bi Türk bayrağı adım..
Undan sonacıma doruca Amelikan Nataşalığına gittim.Yanış söledim ben del mi? Amelikan Ataşalığına decedim işte.Gapıdan gireken pulisle durdurdu.Ben gorgmayom ki unnadan Çünkü adım Abdılla.Amelika Abdıllaları çok seviyo biliyo musunuz? . Hani Abdılla Öcüoğlan,Abdılla Çatılı,Abdılla Bülbül va ye.Onnarı Amelika besleyip böyüttü.Bana da bakacak nassosa.
Neyse gapı gibi pasportumu gösterdim gapıdakilere.Benim adımı görünce hepiciği yellere kada eğildile,paspas odula ayamın altında.Sonacıma gocaman bi odaya girdim.Yanıma gözel bi gız gedi.Urdaki ışıklı düymeye basıvemesin mi.Aneeeeeeee! ..Oda sallandı ameden(aniden) yokar doru çıkmaya başladı.Bi de gorkdum ki.Emme belli etmedim gorkduğumu.Yanımdaki o boyalı,cıbıldak gıza mahcup omayım dedim.Sonacıma o garanlık odadan çıktık.
Gocaman bi çardağa(salon) gedik.Undan sonacıma bi gapı açıldı.İçeri girdim.Meyese ataşanın odasıymış urası.Ataşa beni görünce bi 'How are you Mister Abdıllah? 'deye hatırımı sordu.
Ben de 'Thanx You'dedim.
Sankim ben Amelikan dili bilmiyom.Biraz çatırpat gibi biliyom emme osun.Ullada mahçıp mı olacam yani.
Atatürkün resmiyle bayrağımızı vedim.Hemen unları odasına astı.
Bana usulen' tabiatın ne? ' dedi.
Ben de birden yerimden sapından çıkmış tokmak gibi fıllayıp;
‘NE MUTLU Kİ BEN TÜRKÜM! ..' deye ünnedim.Arkasından hazırola geçip İstiklal Marşımızı söledim.Ordakile de hazırola geçip beni dinledile.İstese geçmesinle.Buş'a sölerim valla..Seçim zamanı bem dedimi yapa.Onları ormancı düdüğü gibi öttürür ben istesem…
O ataşa bi düğmeye bastı.
Undan sonacıma misir(mısır) unu gibi sarı,belemirli ekmek gibi gara,çarşı somunu gibi akcacık üç tene afat gızlar girdi odaya.Unları görünce bende höşmelim gibi oluvedim valla.Ellede ne gözelle vamış bi bilseniz.Allah unları boş vaktınde yaratmış besbelli.
Bana bakıp kikirdeşip durmazla mı.Onlara baka baka gözlem şeşi cahar odu.
Neyse biri bana Mack Danıld'dan Fast Fostla, Pepsi cola getirip önüme koydu..
Ben de; 'Sorry madmezel'
‘Bana Kokoreçle,inek kola(ayran) please ‘ dedim tarzanca.
Ondan sonacıma bi şişe Amelikan fışkısı(Wishky) getirdi akcacık olan gız.
Bende kibarca geri çevirdim..
‘ No madmazel.'I m Turksh Yeni Rakı (aslan sütü) Please dedim..
Ataşayla beraber bi güzel içdik aslan sütümüzü…Hey gözünü sevdiğim ırakısı.
Ataşanın hoşuna gitti bizim ırakı..Gızlara da içirdim.
birde ‘Mezdeke' CD si goydum makineye..Gızla içtikçe açıldı,açıldıkça saçıldı..
Başladıla oynamaya.Ataşa dersen ataş gibi odu valla..Gızlan ullana,bullana mancar yeşili dolarları bastırı bastırı veriyo inanmazsıniz…
O sıra tefolan zırladı.Ataşayla konuştu arayan kişi.Meğesem Buşh'muş arayan burayı.Bana selam sölemiş..Kendisi ‘Nevar neyokta'ymış.((Nevyork)
Neysem bana vizeyi verdile.Hemi de on yıllık.Gittiğimde alti ay galabilir mişim valla.
Geçen hafta çarşamba seet PM 12.45 İstanbul Yeşilköyden gocaman bi teyyareynen hevalandık Amelika'ya.Gusla (kuş) gibi uçuvedik bulutların üstünde.Hep guşlanan bulutla bem üstümdeydi şindiye gadar.Şimdi de ben onların üstüne çıkıvedim artık.Ürya gibiydi hevada uçmak.
Tam 12 seette neva neyok (Newyork) heva alanına endik bem hanımınan.
Hevaalanında hep gara gara adamla,gara gara gızla ve gadınla va biliyo musunuz? Dagul dugul bişele gonuşuyolladı.Hiç dillenden anamadım ki ben.Yanımızda yabanci dil bilen uçakta tanıştığımız Türk gızı'Bilge' omasaydı Marmara çırası gibi yanmıştık biz valla.O saosun.Gümrükte bize yardım etti Bilge gızımız..Teyyaremiz geç endiği için Atlanta uçağını gaçırmışız.Başka heva alanına gittik urdan.
Charleston'a direk teyyare vamış.Bilatımızı adık.Bem iki gız da Güney Karolayna'da biliyo musunuz? Charlestona yakın.Unna bem gurbet guşlarım.
Daha sonacıma yanımızda ki Türk gız Bilge bizden ayrıldı Atlanta'ya gitti.
Biz galıvedik ullada.Türkçe bilen kimsecikle yok.Gızlara tefelon edecez emme tefelonumuzda bullankine uymadı.Bi Amelikalıya 'hi'dedim.Tefelon numerimizi gösterdim.Tarzanca işaretten sona anaştık.Tefelonla habar vedik gızlara.
Para vedik 'Caş' adındaki Amelikaya. Amadı para bizden.
Teyyareye bindik 'Cartır' dedikleri.Hostes ikramlarda bulunuyodu yicek,icecek.O ne derse 'okey','yes' deyodum.Ben öle dedikçe her şeyle vedi bana.
Charleston'a gece seet PM 10.30 da endik.Türkiye seetiyle sabalin 5.30 yani.Tam onüc bin kilometre gemişiz teyyareyinen valla.
Gızla bizi bekloyollamıştı.Bizi görünce bi sevindile bi sevindile.O anı hiç unutamam..
Bullada herkesin arabası vamış.Taksi yok öle kiralık.
Gızlan arabasıyla eve gedik.Evle hep bahça içinde dubeleks.Önnen de yüzme havızları va.Gölle va.Etrafı ormanlık.Çok gözel yelle bi göseniz ya.Doğayla hep içiçeler.
Evle elettiriğinen ısınıyo hep.Dışallada hiç duman yok.Buzdolaplarının bi tarafinda buz,bi tarafından su akıyo.Bizim ullada bunnadan yok.Her şeyleri çok değişik.
Sokaklari pırıl pırıl.Çöp'möp yok.Insanları kibar.Yanımızdan gecekene'hi'deyolla. 'exuzmi'deyolla.
Marketleri tıklım tıklım mal dolu.Her şeyle va bullada,Giyimleri markalı ve Türkiye'ye göre çok ucuz.Elettirikli eşyala çok ve ucuz.Bizim parala geçmeyo hiç.
Geçen aşam gocaman bi markete gitdik.Pakedin birinde 'Turkey' yazıyordu.Bi sevindim ki hiç gömeyin.Türk malı zanettim.Bi de bakdım ne göreyim o yazdığı peketde hindi vamış.Ullada hindinin adı turkeymiş..
Herkesin köpeği va.Çok bakıyolla unlara.Insan gibi bakıyolla.Marketlede elbiseleri bile va.Kuaforleri va.
Tevlozyannada hiç Türk ganalı yok.Hem Ingilizce dili.Türkçeye hasret gadım...
'MudurnuFM'dinliyom burda da.Mudurnuyu Ve Türkiyemi tanıtacam bu Amelikalılara..
İşde böle böle dostlarım..
Da gırk gün bulladayız..Godüklemi annadıverecem sizlere.
Bulla cennet de osa bem Türkiyem daha başka..
Hepinize sevgi ve saygılarla....