Baharlar Tohumlar İçindir
Nasıl başlayacağım, bilmiyorum ama
Serseri, başıboş saçlarım kadar
Nokta koyabilirim, kararsız olduğuma
İlahi bir huniye eğildi boynum
Ama nedendir
Kuru bir yaprak kadar cesaretim yok
Hatta belki de bir
Bir sinek kadar
Tatlı tabağı kenarında eğleşen
--hayır, hayır
korku değil bu sanırım
bu bir sendrom
yoğurt üfleme sendromu
aşırı ihtiyat vaziyeti
temkinli olma durumu..
İsteyemem de yazık, her an gündüz olsun
Parıltılı yıldızları olmalı gecem olacaksa
Işıklı bir mahzen olmalı gecem
Sonsuzluğa açılan
Küf pas kokmayan
Ve kendiliğinden atmalı
Ayaklarım adımlarını
Mevsimleri olmalı dünyam olacaksa
Sükutu kuşanmalı lahuti
Sönmüş bir yanardağ gibi
Kükremeli içten içten
Baharı yeşermeli sevinçten
Ağarmasını da bilmeli
Takdirle uğurlanan
Saygılı kışında
Kin tutmamalı son baharında
Gözlerine yuva kursa da hüzün
Hasretime sığınıp yokluğumda
Yolumu beklemeli gece ve gündüzün
Yazı, kirazdan küpeler takmalı kulaklarına
Kayısıdan gerdanlık, nardan inci boynuna
Taçlar yapmalı papatyalardan
Çocuklar gibi paylaşmalı
Arta kalan sevinci
Gökteki uçurtmalardan
Bir şehir gibi yorgun değil yazını
Belki bir köy kadar uçarı
Bir mezra kadar haşarı
Geçirmeli dünyam
Hiçte rahat değilim oysa
Öyle ya
Ya bir taş dikeceğim mezarıma
Ya bir gömlek hayat verecek
Feri sönmüş gözlerime
Hayır arkadaş!
İnanmıyorum
İnanmak istemiyorum kendi sözlerime
Baharlar tohumlar içindir
Tohumlar yeşermek için
Korkmamalıyım öyleyse
Saçmalıyım göz bebeklerimde ne varsa
Menekşeler gibi mutlu, gülümsemeliyim
Sevgiden söz açmalıyım karanfillere
Benden çıkmalıyım ben
Bendimi yıkmalıyım ben