Lala Mustafa Paşa'dan...
ve hâlâ mısralarla uğraşı-
yoruz, Allah'ım affet bizi!
Allah şahit ve O'nu çok çok çok seven
mutfağının penceresine parmak ucuyla
annesinin ismini nakşeden çocuklar şahit
göğsümün şu yokuşlu çıkmaz sokaklarında
hep yalnız yürüyen, hep bedbin yürüyen
kara burunlu bir itin nikbin rüyalarına
ben ömrümce
ben ömrümce mevsim mevsim
zümrüt gözlü, bembeyaz ve upuzun boyunlu
bir güvercin gördüm Hayy! .. şi'rimi arıyordu
ağlayarak ağlayarak seyrettim
sırf seyrettim
annesini alıp götüren bir uçağın ardından
ağlar gibi derininden ağlamalıydı insan
Lala Mustafa Paşa'dan ayaklanıp da
gül rüzgârları üfleyerek kanatlanan
bir Yatsı ezanının, bir Hüseynî salânın
ardından... bilemedim! afv! .. bilemedim