Soğan, ekmek yenen günleri arar
Olduk be birader, deşme yaramız.
Başımızda şâki birileri var
Yıldık be birader, deşme yaramız.
Kara saban devri bundan güzeldi
Acı, tatlı, sevinç her şey özeldi
Zannettik yanlışlar bir bir düzeldi
Daldık be birader, deşme yaramız.
Tezeğin kokusu, samanın tozu
Nerede yaylada meleyen kuzu?
O günden çok fazla bugünün yozu
Öldük be birader, deşme yaramız.
Niçin böyle âciz hâkiriz hakir?
Çektiği acıdan mayasıl fakir…
Yoktur iğfal edilmeyen bir bâkir
Bulduk be birader, deşme yaramız.
Borç ile doğuyor, doğan bebekler
Başımıza musallattır şebekler
Umutları alacaklılar bekler
Böldük, be birader, deşme yaramız.
Eşkıya her yola kurmuş tuzağı
Gözleyen çok tehlikesiz uzağı
Süt vermeye zorlanmakta buzağı
Güldük be birader, deşme yaramız.
Her köşeyi tutmuş reziller heyhat!
Atasına âsi olmakta evlat
Yük şimdi omuza yaşanan hayat
Kaldık be birader, deşme yaramız.
Hârami harama diyor ki helal
Faize boynunu bükmekte hilal
Azgınlık diz boyu, beklenir celal
Solduk be birader, deşme yaramız.
Kangren kuşatmış her kıyı, köşeyi
Kaybetmiş yürekler sevinç, neşeyi
Boş yere kırmadık kadeh, şişeyi
Dolduk be birader, deşme yaramız
ASGARİ boşluğa atar kulacı
Düşünen yok diye susuzu, açı
Nerde diye soran; sakalı, saçı?
Yolduk be birader, deşme yaramız.