Anne! Anne! Anneciğim neredesin?
sana sesleniyor,
seni arıyorum epeydir.
Niye çıkmıyor sesin?
Neredeysen ses versene! ?
İşin yoksa, birazcık yanıma gelsene.!
Mâdem saklambaç oynamak niyetin,
Ki durum onu gösteriyor.
Peki o zaman,
Saklandığım yeri bilsene Anne!
SÖBE!
Sen gelmeyince bak
Ben geldim, buldum seni
Aman Allah'ım! Bu hâlin de ne?
Anne! Anne! Anne!
Niçin, upuzun hareketsiz
Yatıyorsun yerde öylece?
Niçin öyle çakılmış gibi gözlerin
Ve niçin öyle boş boş bakıyor bana
bakar gibi yabana?
Şimdi oyunun, şakanın sırası değil
Tut elimden, haydi kalksana!
ACI GERÇEK!
Şu kapımızın önünde duran
Tanklar de neyin nesi, anne? !
Söylesene anne!
Bu babamın bana
Getirmeye söz verdiği
Oyuncak tanklar mı?
Tanklardaki askerler
Oyuncak askerler mi yoksa?
Anne! Anne!
Ne olur söyle! Anne!
Enkazlarda, çıldırmış deliler gibi
Kötü kötü bakan adamlar da kim? !
Hiç tanımadığım
Sağı, solu tekmeleyerek
Ve küfrederek kutsal değerlere
Bir şeyler arayan bu adamlar,
Tanıdım anne, tanıdım!
Ülkemize ve üstümüze kâbus gibi çöken
Bu bitmez ve anlamsız savaşı
Başlatan o askerler bu askerler anne!
Anne! Anneciğim!
Babamı, ağabeylerimi
Alıp alıp giden
Ve geri getirmeyen askerler;
Bunlarında kan bürümüş
Kin çökmüş gözlerine.!
ŞAŞKINLIK!
Anne! Anne! Anne!
Ben nerdeyim, sen nerdesin
Gökyüzü nerde?
Burası nere?
Güneş, ay, yıldızlar
Değil niye yerlerinde! ?
Hani, hatırlar mısın anne?
Bize hikayeler anlatırdın;
uyuturken dizlerinde
Niniler söyleyerek
En tatlı sesinle.
Birden canım istedi
Hadi yine söylesene!
MERAK!
Anne! Anne! Anne!
Ben nerdeyim, sen nerdesin
Gökyüzü nerde?
Burası nere?
Güneş, ay, yıldızlar
Değil niye yerlerinde! ?
Hani, hatırlar mısın anne?
Bize hikayeler anlatırdın;
uyuturken dizlerinde
Niniler söyleyerek
En tatlı sesinle.
Birden canım istedi
Hadi yine söylesene!
SON VE SONUÇ!
Bu, senin bahsettiğin melekler mi?
Gideceğimiz yerde
Bütün şehitlerle berâber şehit babam,
Ağabeylerim bizi beklerler mi?
Kelebekler gibi uçan ben miyim?
Yoksa, anne onlar senin söz ettiğin
Cennetten gelen melekler mi?
Oyunumuz yine yarım kaldı seninle
Her zaman ki gibi, anne!
Belki istemeden.
Derdin; günü gelince
ben de gidebilirim belki
babanın peşinden.
Demek ki o gün, bu gün
Ama anne, ama! ?
Düğün günü gibi değil
Mahşer günü gibi bir gün.
Doyası koklayamadan
Doyamadan daha sana
Sevgiye, sevince;
Beni boynu bükük, öyle
Öksüz ve yetim bırakıp gitmek
Haksızlık değil mi?
Bitmeyen, şu ürkütücü sessizliğin içinde.
Ben sensiz ne yapar ne ederim anne!
Haksız mıyım söyle! ?
Doğru mu yaptığın sence?
Bil ki; er ya da geç,
Yine buluşacağız seninle
Cennet dediğin o yerde;
Babam, ağabeylerim
Ve bütün şehitlerle.
Ne olur kucağını aç bekle!
Anne! Anne! Anne! Anne!