Doğu bir tarafa çekiyor batı bir tarafa
Yüreği darmadağın bozulmuş kafa
Benliğini kaybeden divanecesine
Bir sığınak arıyor
Sığınaksızlarda kendisine.
Çekiştiren çekiştirene
Asyalı mı belli değil Avrupalı mı?
Belki lanet yağdırıyor özünü, yüzünü değiştirene
Kalbi açların,
doymak bilmeyen gözleri üzerinden hiç gitmiyor
O kadar çok ki yiyen içen…
İstanbul bitmiyor.
Belli değil nereye gittiği
Sebebini anlamak zor
İstanbul… Almış başını gidiyor
Dinlemiyor artık hiç kimseyi
İstanbul'a artık kimsenin gücü yetmiyor.
Boğulmuş ihanetin karanlığına
Dönmüş mezbeleliğe
terkin
Kimsesizliğin yalnızlığına
Asık suratı yıkık çehresi
Hiç gülmüyor
İstanbul
Uyumuyor, uyutmuyor…
İster kulağını aç dinle ister kapat gözlerini
Dalmış kendi alemine
İlgilendiği yok seninle
Üzerine çöken kabus gibi sükutun
Zindanında tutuklu İstanbul