Hiç bir şeyin benzemez ezmesine
İnsan ezmesi
Ez ayaklarınla
Canından bıktırıncaya dek
Yalvararak baktırıncaya dek.
Ez, ökçelerinle öldüresiye ez
Görsün bir, nasıl olurmuş?
Efendinin çizmesi
Kah kafasına vur, kah ensesine
İsterse âlemi bürüsün sesi
İzin vermediğin hiçbir şeyi
Koyamasın kesesine
Sana yakışan, yaraşan
Zehirli, acıları doldur kâsesine
Acıma, hiç merhamet gösterme
Bir başka lezzettir insan ezmesi.
Ez ellerinle!
Sürüm sürüm sürü yerlerde
Boğ tükürüklerde
Hücre hücre hissetsin acıyı
Yansın canı ateşlerde
Umursama yerliyi, yabancıyı
Gerektiğinde çek
Daya başına tabancayı
Horon tep üzerinde
Geçene dek kendinden
Kalmasın nefsinin
Alınmamış bir hevesi
Büyük zevk verir
Ve büyük heyecan
Ezilmiş insan üzerinde gezmesi.
Ez, gözlerinle ez!
Bildir, bilmeze haddini
Aralıksız darbelerle
Döv, yılanın isyankar bendini
Biraz toparlansın
Düzeltsin biraz kendini
Dik gözlerine gözlerini
Yiyemesin aşını, ekmeğini.
Ne kadar büyük suç
Boyun eğmemesi
Alaylı alaylı göz süzmesi
Kendisi üzülmeyip
Efendisini üzmesi
Ne kadar asap bozucu
Bu kadar baskıya
Bu kadar zulme rağmen
Hâlâ başı dik gezmesi
Ez! Sözlerinle ez!
Hançer gibi saplansın
Âsînin yüreğine, her hecesi
Hayalinde meşgul olsun hep
Ne gündüzü olsun, ne gecesi
Kabuslarla dolsun rüyaları
Istıraplarla düşüncesi
Sesi, soluğu çıkmaz oluncaya
İçin hazla doluncaya
Yoruluncaya kadar ez!
Yorulunca vazgeçme
Asla bıkkınlık gösterme
Ne kadar ezersen ez, yetmez!
Nefse tatminsiz lezzet
Ve heyecan verir
Pestilini çıkarasıya ez
Hoş olur pestili çıkmış
Bir kimseyi yüzmesi
Hiç bir şeyin benzemez ezmesine
İnsan ezmesi
Ez, ayaklarınla ez!
Ez, ellerinle ez!
Ez, gözlerinle ez!
Ez, sözlerinle ez!
Büyük zevk verir
Ve büyük heyecan
Ezilmiş insan üzerinde gezmesi.