Hiç kimseye sırtını dayamadan,
Hep başkaları için yaşadığı,
Ve başkalarına adadığı,
Her tarafı yamadan
Hayatını...
Anlamaya çalıştı...
Anlayamadı! ?
Anladı, yapamadı! ?
İsteyerek, Belki istemeyerek; yaşadığı anları...
Heyecanları...
Hiç yaşamamayı çok isterdi! ;
Almayı, vermeden... sevmeden, sevilmeyi...
Çok isterdi, sızlatmamayı vicdanları!
Düşündü hem de çok düşündü
Karamsar karamsar..
Bâzende ümitvar binlerce kere döndü kendi içinde! ?
Yürümeyi kararlaştırdı,
Sonra aynı çizgide
Sıkıntılarıyla
Beklentilerini bir kez daha barıştırdı,
Sezdirmeden kimseye!
Bir geldiği yere baktı...
Birde gideceği yere...
O ilk heyecanıyla yürümeye başladı yeniden
Bitmek bilmeyen yolunu,
Canına ağır gelen canıyla
Nereye varacağını bilmeden sonunu?
Ama bir şeyler eksilmişti tamam sandığı birçok şeyden;
Meselâ eser yoktu hiç, o eski sevenlerinden...
Hele o etrafından hiç ayrılmayan çok sevdiklerinden...
Hiç eser yoktu! ?
Düşünmeden edemedi;
Kopmaz sanılan ipler niye, nasıl koptu
Ve ilişkiler niçin koktu?
Oysa onlar için neleri göz almış,nelerini kaybetmişti! ?
Yaşarken hep tedirginlik içerisinde,
Kaçırırcasına, kendinden gayrı herkes için,
Hiç kimseye dayamadan sırtını,
Yaşamak istediklerini yaşamadan yaşadığı,
Her tarafı yamadan hayatını;
Biliyordu ki bir daha geri getiremeyecek
Ve bir daha yaşayamayacaktı
Değmeyeceklere adadığı hayatını!