Suyu özetleyen bendim bir bardağıniçinde
Taşa sarılan yosun taşı bitirir, anladım
Parmaklar dile dönüştü ellerinde dilsizin
Ve balkon demirleri inceldi tanrım!
Gömleğimden birkaç düğme açtığım zaman
Çarpan rüzgar kadın olur titrerdi
Yanlış anlaşılmasın çaptan düşmüş değilim
Makasa son kez bakan kumaş beni etkiledi
Kırlarla şehirleri karıştırdığım oldu
Atımın ayakları asfalt kokar bu yüzden
Bir çift matal kanatla uçmaların sonunda
Yorgun otelim artık, yolcusunda dinlenen
Teneke sözcüklerin altındanmış, anladım
Benzedim mühürlenmiş sarraf terazisine
Ama şunu öğrendim; kaç boğulmuş çocuk eder
Nil ile Kızılırmak arasındaki mesafe
Ayın yansısı ancak kuyunun ağzı kadar
Kuyunun içi tanrım ne kadar karanlık,derin
Ben ölünce sanırım dünya yalınlaşacak
Gözlerim Aşık Veysel, bileklerim Yesenin!