Yaşam Ölüleri
ey!
esirgeyen ve bağışlayan
açlıktan ölmenin bayramı cennetin olsun mu?
I-
katışık maya olgusu
toprağın ruh yüklemi & insan yanım
fal telvesi çatlakları
görkemli yanılgı payları ve hayat…
çizgiler ötesi
boşluk aksanı ile çoğalan içimde, musalla üşüyor
üstünde gölgesi olmayan insanlar
kavruk tenli başaklara hayal kemiriyor
gözleri… Gözlerimin göğünü emiyor
ey şair ceketli insanlık
sur içindeki imge desenli atları zirve çukuru coğrafyana
koyu lekeli çocuklar sallansın umurun ar ağacında
telaş bayramına göm aklını
al sana yirmidokuz harf
bana imkânsızlığı yaz…
su ölüsü
gün devriği, dün
güneşin tutkusundan tutuşmuş
açlığın kemik izleri
kum yese doyar mı yaşam ölüleri…
düş durgunu nehirlerin gölgesinde ısla suçumu & ay kanasın
bana bir ayet söyle, içinde insan olmasın…
II-
ol ve öl
gece yanığı
ceset üşüğü
zamanın kollarında titret tenini
sarıl çocuk
annenin plastik göğsüne
çek içine dünyayı
oyala kendini
birazdan öleceksin…
dünya aklanırken içsel sorgulardan
sen, siyah ülke yüzüm
beyaz düşlerin kara lekesi
öl kendini bize
otuziki dişimiz ile gülemiyoruz
bir çentik dokunuşu siluetin
ölü vicdan külleri
sükûtu çiğner diye korkuyoruz…
III
sen öl çocuk
biz bugün ölmeyeceğiz…
ya sen mirim?
neden göğü çamura buladın
neden devirdin yıldızları
bu karanlık hangi yüzüm
bu çıkmaz yanım
neden aynalarda yüzsüzüm…
ey şekil dünyam
sorgu tutanağım, sıfırla kendini
tut aklımın kirini
harflerden bozma kelimeler kanatarak
kuşların kalbi ile dua edeceğim
rabbim utanıyorum
cehennemlerinde onlarla değildim
ne olur, beni cennetlerine de ortak etme…