Sol Kırımgâhım
içinin ormanlarını budayan adam
aşkın ellerine, sevmeyi unuttuğu kadının günahımsı yüzünü çizdi
ve harflerini toplayarak şiire veda etti kendini…
sevgi; bölünerek çoğalmaktır, sevgilinin sol kırımgâhında
aşk ise; ilahi boyutlarda aklını kalbin havanında dövmektir demişti, ölü bir dostum…
I-
döküldükçe içime, dünya
bulanıklığımı olukluyor zaman
sıvı renklerin gölgemsi geçişlerinde
su grisi bir gök düşerken saçlarımın toprağına
'gök yaşını döküyor tanrının avuçlarına” Diyor, bir dili lâl sufi
yaşam iblisi
ölü hayallerden yontma yorgun yüzlü bir aşk maskesi çizerek kendine
ötekilerin aynasından devşirdiği buzul lavlar peydahlıyor ruhuma
ve kırıntılarımı bölüp, içimdeki leşe makyaj yaparak
'aşk ölümsüzüsün” diyor, 'ölmeyecek miyim” diyemeden
'bak dünya ne güzel dönüyor” dercesine boşluğundan vuruyor aklımı
ve biz
derin uykuya dalıyoruz sevgili & her gün-boğumu sonrası…
II-
-ah ve gün&ah
ey! sevgili
içimin yarısı, olağan hayaller mezarlığı
diğer yarısı, küllerinden doğan aşkı öldürüp kendine kaçan berduş...
insan d&olgum
yirmidört dışı çürük zaman kovuğunda
yönsüz adımları yalpalanan cehennem gömüğüm
ölmekten yorgun düşmüş binlerce yaşam sırtlarken bedenimi
dün sancısı kırıyor kanatlarından &gökyolumun koşucularını
kadranım uçurum
dışım ah
içim günah…
durulgan bir mevsim ayazında
soğuğun kemikleri içimde titrerken
gözlerimden akıyorum egomun kör uçurumlarına
kalp yordamı ile öldürdüğüm dualarımı
tanrının avuçlarına taşırken fil ayaklı karıncalar
biriktirdiğim gün tortusu
ve musalla kadar yalnızım
içimin kor ayazında…
III-
-an ve zaman
ah! Yâr
biz seninle
dalların uzak kıyısına konmuş
sancımaya korkan
iki ayrı yaraydık…
zaman kadar uzun
an gibi kısa saçlarına günah çiçeklerinden taçlar taktığım & mevsim taraçanda
duygusundan vurulmuş bir kumru gibi
ezberimde unutarak uyuduğum gözlerinden uyanıyorum
gecemin sabaha çalan kıyısına
biraz mavi
biraz yosun kokuyor dünya
ve çokça sen…
sen ve ben
bir yağmur damlasının küçücük rüyasına yağdıkça
içimizde göle dönüştük
hep aksımıza düşen yüzlerde öldürdük kendimizi
ve gün dönencesi
şimdi yokluğun esmer siluetler dövüşü
yürek çatlaklarımdan düşüp duran…
IV-
aklımın tersiyle ittiğim aşka düşüyor sol kırımgâhım
günahın kalbi gibi &yardıkça
içinden kalbim çıkıyor
ve çekip gidiyorum seni & ilahi aşkın sonsuzluğuna
ölü bir şair'ın adımları ile...