Eyzün
Hayalinin içinden düşen adam
Dizlerinin dermanından tutunarak aşka doğruldu
I-
Ey(hü) zün sallan
Aşiyan kovuğu, sarı yaprakların göğsünde…
Bu şavkın
Bu ay hallerin
İçim içim körüm
Yandığın köz kızılı & rüzgâr yolum
Sen hayaller birikintisi
Hüznün güze gömük çocuğu
Sür rüzgârını, muştu beklentili taşra yüzüme
Susku aksanıyla çoğal
Lisansız terk edişlerin ayak sesleriyle
Doğ kendini yağmurlarıma
Eyzün
Suçumun suçlusu
Zaman gürzlerini tersten vururken
Bir intihardan yeni uyanmış gözlerin
Kayın ağacının geceden bozma yorgun gölgesinde
Kendini depreşip duran
İçindeki şafak ölüsüne
An bölünür
Uyku ölür
Rüya biter
II-
Ve sonra
Gözlerim, gözlerim der
En son seni uyumuştum, yedi uyuyanların kirpiklerinde
Şimdi mevsim
O aşk aşk gidişini çiseliyor…
Sen ey!
Bahar ıtri
Su goncası & hüzün yarısı
Giderken benden
Ölüme eş yokluğuna
Köstekli zaman duvarları dokur saçlarına
Ruh köhnemde üşür tenim seni
Göçerken benden & kendini
Gözyaşı, rengini sağar ormanlarımın avuç içlerine
Zamanın avlusunda
Yağmurun çocukları ve kum dönencesi
Karıştır tuvalimdeki kader renklerini
Metal bir rüya artığı mafsallarıma düşsün
Boylu boyunca geceye dolansın saçların
Erguvan düşümü ahlarımdan
Ve mevsim kızılı taraçandan sark & yokluğuna
III-
Aldanma, yüzyılları kanatlanan kuşlara
Ben seni hep yerimde saydım
Yaprak güzleri gibi
İçimi soyunuyorum & karanlığında
Ve Eylül gülüşlü şairler
Şiire kan çiçekleri ekiyorlar
Her harfi bin tohum gibi
Çatlayarak büyüyorsun içimde
Köklerini uzak iklimlere
Tomurcuğunu gül gamzemde açıyorsun
Her yağmur diniği
Sen kokuyorsun
Ah! Deli yanım
Muğlak ruh mevsimim
Bağışlanmamış ağrılar peydahlıyor yakamoz düşümün & göletlerime…
Ağlama Eyzün
Annem geliyor aklıma
Ve dönmeyişi & aşk gibi...