İstanbul Ağlıyordu
Bir Ağustos akşamıydı İstanbul da
Bulutlar kıp kırmızı hava tedirgin
Ve ağaçlar ürkek mi ürkek
Bir çığlık atarcasına haykırıyordu martılar
Dillerden dökülen hep aynı mısralar
Yerler ağlıyor, gökler ağlıyor
İstanbul ağlıyor ben ağlıyorum
Bir baykuş ötmüş tü
Ay yıldızlı bayragımın daldasında
Hep bir yürek olmuş
Kenetlenmiştik bir birimize
Bu değilmiydi doğrusu da
İstanbul ağlıyor ben ağlıyorum
Binlerce enkaz,binlerce yaralı can
Binlerce göz yaşı ve binlerce feryat
İstanbul ağlıyor ben ağlıyorum
Bir baykuş ötmüş
Yüreklere kan bürümüş
Hem ağlayış, hem yakarış
İstanbul ağlıyor ben ağlıyorum
Yerler ağlıyordu, gökler ağlıyordu
İstanbul ağlıyordu ben ağlıyordum
kan, göz yaşı ve umut
yakınını, Anasını-Babasını, Abisini-kardeşini,
Eşini-dostunu sağ bulabilmenin umudu içerisinde
Bir arayış, bir telaş ve birde göz yaşı vardı
İstanbul ağllıyordu, ben ağlıyordum
Yüreğimde bir sancı
Gözlerimde bitmek tükenmek bilmeyen göz yaşları vardı
bir çaglayan misali
İstanbul ağlıyordu, ben ağlıyordum
Ben de ağlıyordum İstanbul gibi
Hangi kitapta yazar
Hüzünlenip efkarlanmamak
Yürekten gönülden yanmamak, ağlamamak
Yerler ağlıyor, gökler ağlıyor
İStanbul ağlıyordu, ben ağlıyordum
Taş kalpli biri olsa da
Kalbi dile gelir destan yazar
Gönülden, yürekten yanar, kan ağlar
İstanbul ağlıyordu, ben ağlıyordum
Geriye kalan tek bir şey vardı
Oda göz yaşları buğulu gözlerden akan
Enkazlar, binlerce yitik can
Binlerce yaralı can, canan
Ve hiç unutamayacağımız mazi
Geçmişin ayak izleri
Gam, keder, acı, hüzün ızdırap
Göz yaşları, anılar ve hatıralar
İstanbul aglıyordu, ben ağlıyordum
Ya şimdi yitirdiğimiz canlara mı
Yüreği yaralı Ana-Babalarımı
felaketten sonra aç ve açıkta kalan
Evsiz barksız mağdurlara mı
Yoksa göz göre göre onları unutan
Bizlerin duyarsızlığına mı yanalım
Ağlayalım, halimize ağlayalım
Onun içindir ya
İstanbul ağlıyor, ben ağlıyorum
Yerler ağlıyordu, gökler ağlıyordu
İstanbul ağlıyordu, ben ağlıyordum
İstanbul yanıyor, ben yanıyordum
Bir yanar dağ misali
17 agustos 1999
İstanbul depremi anısına